Türkiye'nin en iyi haber sitesi
İDİLİKANIN MUTFAĞI İDİL ÇİMRİN

Pidelerin sultanı

Ramazan dendiği zaman ilk akla gelen yiyecek, hiç şüphesiz pidedir. Öyle ki ekmek fırınlarının önündeki uzun kuyrukları gördüğümüzde, ortalığa yayılan mis gibi pide kokusunu aldığımızda Ramazan'ın geldiğini anlarız. Ramazan sofralarının vazgeçilmezi olan bu 500 yıllık gelenek, Türk mutfağına özgü bir lezzettir. Pide sadece Türk mutfağında değil, Orta Doğu mutfağında da yaygın olan bir ekmek çeşididir. Ekmek benzeri bir yiyecek olan pide, günlük hayatta sıkça tüketilmektedir. Bizler en çok Ramazan pidesine alışık olsak da aslında pidenin birçok farklı çeşidi vardır: Kayseri'nin etli, tahinli pidesi; Kastamonu'nun kır pidesi, Karadeniz'in açık veya kapalı pideleri, Konya'nın etli ekmeği. Manevi hayatımızın lezzet sembollerinden biride Ramazan'ın simgesi olan pidedir. Ramazan aylarının değişmez ve en önemli konuğu pide, mayalı hamurdan yapılır. Genelde yuvarlak tiplidir. Pide hamurunun, ekmek hamuruna oranla daha "cıvık" olması gerekir. Genelde pideler fırına verilmeden önce, kuru çıkmasın diye üzerine fırıncıların "şifa" adı verdikleri bir sıvı sürülür. Eğer pideye yumurta sürülüyorsa "şifa" sürülmemesi gerekir.
Yabancı ülkelerde, bu lezzetli ekmek türüne en yakın ekmeğin adı pitadır. Pide, pita, pitta gibi farklı telaffuzları olsa da pidenin hükümranlığı, Hindistan'dan Adriyatik'e kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış durumdadır.



RAMAZAN PİDESİNİN TARİHİ
Ekmekçilik 8 bin yıl öncesine dayansa ve kültürlere göre farklılık gösterse de pide kültürü İstanbul'da 15. ve 16. yüzyılda gelişmeye başlamıştır. Eski çağlarda ekmekçiliğin Mısır'da çok önemli bir yere sahip olduğu bilinmektedir. Fazla ekmeklerin Mısır'dan Yunanistan'a ihraç edilmesi ile Yunanlar da ekmek yapmayı öğrenmiştir. Ekmekçilik Yunanistan'ın ardından Roma'ya da geçmiş ve böylece zaman içerisinde ekmek kültürü Avrupa'ya kadar yayılmıştır.
Türkler Anadolu'ya geldikten sonra yerleşik kültürün etkisiyle farklı ekmek çeşitleri üretmeye başlamışlardır. Osmanlı döneminde ise pide ve ekmeklerin Topkapı Sarayı'nda, has fırın adı verilen bir bölümde pişirildiği bilinmektedir.
Matnakaş, üzerinde susam ve çörek otu bulunmamasıyla farklılaşmıştır. Ayrıca bizdeki Ramazan pidesinin üzerine yumurta da sürülebilmektedir.



ŞİFASI ŞİFA
Şifa, pidenin üzerine sürülen un ve suyun kaynaması ile elde edilen bir karışımdır. Eğer pidenin üzerine yumurta sürülüyorsa şifa sürülmemesi gerekir. Pidenin üzerine şifa sürülmesinin nedeni ise pidenin kuru çıkmamasıdır.

TIRNAKLI PİDE İLE KARIŞTIRILIYOR
Anadolu'nun bazı yörelerinde, fırın ustaları pideyi yaparken hamuru parmak uçlarıyla tırnaklayarak şekil verirler. Ancak bu, günümüzde kebapçılarda pişen ve tırnaklı olarak isimlendirilen pide ile aynı şey değildir.



OSMANLI'DA RAMAZAN PİDESİ
Osmanlı döneminde, insanların özel pide yaptırmak uğruna fırınların önünde sıraya girerek iftarlarını geç açmak pahasına sırada bekledikleri bilinmektedir. Öyle ki pide sevdalıları, pidelerini yaptırmak üzere fırınlara giderken ellerine taze yumurta, çörek otu ve susam alır; malzemeleri gözleri önünde pidelerinin üzerlerine sürdürürlerdi. Pidenin Ramazan ayının bir sembolü haline gelmesi yine Osmanlı zamanında gerçekleşmiştir. Fırıncılar Ramazan'a bir ay kala fırınlarını temizlerler ve Anadolu'dan sırf pide için özel unlar getirtirlerdi. Aynı zamanda Ramazan pidesi yapan tırnakçı ustalarını da erkenden tutarlardı.



RAMAZAN PİDESİ
MALZEMELER

3 su bardağı un
1 çay kaşığı tuz
1 tatlı kaşığı toz şeker
1 paket kuru maya
1 yumurta
1 yemek kaşığı tereyağı
3/4 su bardağı ılık su
Yarım su bardağı süt
YAPILIŞI: Mayayı aktif hale getirmek için ilk olarak derin bir kaba maya, süt ve şekeri alın. Maya eriyene kadar yaklaşık 10 dakika malzemeleri bekletin. Ardından diğer malzemeleri ilave edin. Hamuru yumuşak bir kıvama gelene kadar yoğurun. Elinize yapışmayacak bir kıvam elde ettikten sonra pide hamurunun 40 dakika mayalanmasını bekleyin. Hamuru parçalara ayırın. Tezgaha un serpin ve her parçaya elinizle ya da merdaneyle şekil verin. Açtığımız hamuru güzelce yağladığınız tepsiye yerleştirin.
Elinizi unlu sulu karışıma batırarak önce kenar kısımlarına sonra orta kısma iyice bastırarak kare veya baklava dilimi gibi şekil verin. Bu işlemi yaparken pişme esnasında şekillerin kaybolmaması için sürekli elinizi unlu sulu karışıma batırın.
Şekil verdikten sonra hamurun mayalanması için yarım saat daha bekletin. Üzerine bolca çörek otu serpin. Önceden ısıtılmış 200 derecede kızarana kadar pişirin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA