İzmir'de kör değneğini beller gibi bir-iki mekana takılınır ve yeni açılan yerlerin bu açıdan şansı pek azdır.
Bu biraz da 'hazır dışarı çıkmışken herkesi görelim, o herkes de beni görsün' kaygısının bu şehirde çok baskın oluşundandır.
Genelde Alsancak ve Çeşme ahalisinin takıntısıdır bu.
Gittiği yerde eğer hep aynı yüzleri görmez, aynı kişilerle selamlaşmazsa; isterse içerde bin kişi olsun, ona göre, sorduklarında "Ay geçen akşam gittik ama içerde kimse yoktuuu"dur. Yani İzmirli; yediği, içtiği, eğlendiği mekanlar açısından oldukça tutucudur.
Tuttuğunu bırakmaz yapıdadır.
Bu yüzden en azından kendi açımdan, artık aynı yerlerde otlama huyumdan vazgeçip yeni mekanlar keşfetmek ve değer bulduklarımdan da burada söz etmek istiyorum.
Sıkıldım artık İzmir'de, Çeşme'de, Alaçatı'da hep aynı yerleri, hep aynı insanları görmekten...
Nereye gitsem; sen, ben, bizim oğlan! Bunaldım ben bu durumdan.