Türkiye'nin en iyi haber sitesi
AYŞE ÖZYILMAZEL

Sakız gibi Ayşe Opereti

Kafadan söylüyorum işte; 'Ayşe Opereti''nde çok sıkıldım. Ben ki adına yazılmış iki satır şarkı, şiir, düzyazı, duvar yazısı (artık Allah ne verdiyse) gördü mü, kendinden geçen bir Ayşe'yim. Pazartesi gecesi, vallahi de billahi de bir oyunda en fazla saate bakan seyirci olarak Türk tiyatro tarihine geçtim. Ahh ah! "Ayşem Ayşem pembe menekşem" şarkıları bile kurtaramadı yani. Şimdi dediler ki, 'Ayşe Opereti' altmış yıl aradan sonra sahnelenecek. Gülriz Sururi derlemiş, Engin Cezzar yönetmiş, Akatlar Mustafa Kemal Kültür Merkezi'ndeymiş (MKM). Egomun gözü kör olsun, hemen gittim tabii! Bütün gece Ayşe şarkıları dinlemekten daha güzel ne olabilir değil mi?

İNATÇI VE TATLI AYŞE
Özgür ve güzel kadın Zuhal Olcay orada ama biraz değişmiş gibi. Nesi mi? Edası. Yok yok hani derler ya frekansı, frekansıııı... Sonra Metin Uca orada, gecelerin adamı Onur Baştürk orada, kırmızı şalıyla Suna Pekuysal... Baktım Yıldız Kenter geldi, on beş dakika ayakta bekledi, gitti arkalarda yer aradı sonra nihayet hostesler duruma uyandı de Kenter ön sıralarda yer aldı. Ve 'Ayşe Opereti' başladı. Hikaye malum; köyün güzeli Ayşe (Dolunay Soysert), okumuş İstanbullu olmuş Ahmet Bey'e (Hazım Körmükçü) aşık olur. Ahmet Bey'in İstanbul'da gazinoda şarkı söyleyip dans eden Hale ile ilişkisi olmuştur. Hale (Ceyda Düvenci) Ahmet'i kafeslemek için 'hamileyim' dümenini çevirir. Bu sırada tabii ki Ayşe de Ahmet'ten hamiledir falan da filan. Beklenmedik bir şey yok. Sonra müziklerde Selim Atakan ve oyuncular da çok başarılı. Dolunay Soysert, tam bir Ayşe. Tatlı, kıpır kıpır, inatçı, neşe kaynağı (kendimi anlatıyorsam namerdim). Ceyda Düvenci bildiğinizden çok farklı öndeki iki tiyatro ustası "Aaa bu kız iyiymiş" dedi. Bence de!

ÇOK UZUN ÇOOOK!
Kıyafetlere gelince; arada bütün kızlar hemfikirdik ki; Sadık Kızılağaç döktürmüş. 1930'ların en şık, en yemelik kılıkları maşallah... Fakaaaat! 'Ayşe Opereti' ilk fireyi ses düzeninde veriyor. Hele gruplu şarkılarda ne diyorlar anlamak mümkün değil. Alt yazı lütfen! Ayrıca bu ferforje dükkanı gibi dekor da nesi? "Şimdi bu modern dekor mu oluyor abiler?" diye antraktta bilirkişilere sordum. "Ucuz dekor oluyor herhalde" dediler. Ey yetkililer; dekor seyirciyi oyundan uzaklaştırıyor benden söylemesi! Ha bir de 'Münih' filmini bitmek bilmez bulanlar 'Ayşe Opereti'ne dikkat etsinler. Üç saate yakın sürüyor da. Finalde şak şak şak alkışlanıldı, ayaklara kalkıldı. Eh insan tam kadro emek sarf edenler karşısında görünce gaza geliyor tabii. Alkışlamak istiyor, onların tek beklentilerinin alkış olduğunu biliyor ya!.. "Ahh" dedim "Keşke ama keşke biraz daha dinamik, sürükleyici ve günümüze ait bir 'Ayşe Opereti' izleseydik. O zaman sizi sevdiğimiz için değil, oyunu çok sevdiğimiz için alkışlardık. Keşke..." Bu arada, Ayşe'nin kulağı vardır, birçok ünlü benimle aynı kanıda. 'Ayşe Opereti'ni modernleştirememişler ve çok uzatmışlar, çooookkkk!
NOT: MKM'nin koltuk düzeni biraz kötü. Arkalardan izlemek isteyen kendini Küçük Hüsamettin gibi hissediyor. Böyle yeni bir salonda, oturdun mu öndeki kafalardan sahneyi görmek zorlaşıyor. Seyircinin genel yakınması "Şu koltuklar biraz daha dik olamaz mıydı?"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA