Gazeteci arkadaşım Sevilay Yükselir, ünlü kadınlara sormuş; "Siz, Ayşe Toprak olsaydınız Halis Ağa'yı affeder miydiniz?" Nereden çıktı bu soru? Hatırlarsanız geçtiğimiz günlerde Sevilay, Halis Toprak'la çok samimi bir röportaj yapmıştı. Ağa neredeyse Sevilay'a günah çıkartmıştı. 17'lik kızla yaptığı evlilikten duyduğu pişmanlığını, eski eşi Ayşe Hanım'a olan özlemini anlatıvermişti. Hal böyleyken Sevilay'ın kadınlara sorusu da tam yerindeydi hani; 'Ayşe Toprak olsanız affeder miydiniz?' Cevaplar çeşitli. Diyelim, Habertürk yazarı Balçiçek Pamir; "Düşünmeden affederdim, çocuklarımın babasını bu durumda bırakamazdım" demiş. Taraf Gazetesi yazarı Elif Çakır; "Aslaaaaa" diyerek tavrını koymuş. Sevilay da Ayşe Hanım'ın yerinde olsa çocukların hatırına affedip, bir yandan da Halis Ağa'ya Çin işkencesi çektireceğini, her gün yaptıklarını kafasına kakacağını yazmış. Hımmm... Ben de bu soruya cevap vermeden önce herkese vizyondaki 'Nancy Meyers' filmini tavsiye edeceğim. Adı; 'İlişki Durumu: Karmaşık'. Merly Streep ve Alec Baldwin oynuyor, tam da bu dönüşleri, ayrılığı, aldatılmayı anlatıyor. Mutlaka izlemeli, ilişkilere müthiş bir bakış açısı, müthiş oyunculuk ve bol kahkaha sizi bekliyor. Tavsiyemi aldınız mı? Tamam! Şimdi de Sevilay'ın sorusuna cevabımı döşeneyim... Vazo kırılmış bir kere Sevilay'cığım. Kadının gururu zedelenmiş, canı yanmış, cümle alem duymuş. Ayşe Hanım'ın vicdanı Halis Ağa'yı kabul etse bile bu saatten sonra gönlü kabul eder mi? Etmez! E o zaman ne olur? Sevilay'ın dediği olur, Ayşe Hanım her gün pişirip pişirip konuyu Halis Ağa'nın önüne getirir. E bunun adı ne olur? Affetmek olur mu? Olmaz! Yani iş işten geçmeden ne yapacaksın? Seviyorsan vazoyu kırmayacaksın! Ya işte böyle... Son pişmanlık çoğu zaman fayda etmiyor gibisine...