Dün sabah arkadaşım Cengiz Semercioğlu'nun yazısını okuyunca çok güldüm "Kadın yazarları anlayamıyorum" diyordu. Neden anlayamıyormuş Cengiz? Cem Özer ve Nurgül Yeşilçay'dan dolayı... Hani Nurgül Yeşilçay-Mithatcan Özer'le beraber olmaya başladı ya... Sonra da eski koca Cem Özer, "Toza bulanırım, Nurgül'e toz kondurmam" cümlesiyle finallenen eski karım ne yapsa doğrudur, duy sesimi ey halkım demeçlerinde bulundu ya...

DAHA NE BEKLİYORDUK?
Köşeci arkadaşlarım Rahşan Gülşan, Melis Alphan ve ben; bu işe hiç de sevinmedik, ayağa fırlayıp alkışlamadık ya. Rahşan; "Cem Özer sempati toplamaya çalışıyor; tatsız ve gereksiz" buyurdu. Melis; "Gerçek olamayacak kadar olgun bir davranış" diye yazdı. Ben de "İnanmıyorum, bu olsa olsa Cem Özer'in pişmanlıktan ve suçluluktan yaptığı bir aklanma çalışmasıdır" kıvamında cümleler kurdum. Cengiz, bizi anlamadı. Hem biz kadınlar daha ne istiyorduk ki? Cem Özer çıkıp Nurgül'ün arkasından ileri geri konuşsaydı ona saldırmaz mıydık? "Seni gidi ayrılmayı bilmeyen kötü adam" demez miydik? Daha ne bekliyorduk. Cengizciğim ben sana söyleyeyim. Tamam, kabul! Cem Özer, Nurgül'ün arkasından kötü konuşsaydı çok kızardık. Orası doğru ama bu kadar övmelere doyamamasına da gıcık olduk. Çünkü gerçek gelmedi! Çünkü inandırıcı gelmedi!

DOZ AŞIMI VAR
Çünkü Cem Özer, Nurgül'ün babası ya da velisi değildir. Cem Özer, Nurgül'ün daha iki ay önce boşandığı eski kocasıdır. Kocasııı! Ve biz, senin anlayamadığın kadınlar olarak böylesine bir 'saygı' duruşunu yemeyiz. Cem Özer rolünde hızını alamazsa Nurgül'le Mithatcan'ın nikah şahidi mi olacak yani. Yoook, biz asla inanmayız. Böyle bir coşkuyu gerçek bulmayız Cengizciğim. İster buna 'kadınların altıncı hissi' de, ister bizi hiçbir şeyden memnun olmayan karşı cins olarak algıla... Bu işte bir sıkıntı var, bu işte bir senaryo var, bu işte bir tatsızlık var. Hatta bu işte bir pişmanlık var, bu işte bir doz aşımı var. Sizin olgunluk tabir ettiğiniz bu hareketi, biz hormonlu buluyoruz.