İmza günümde bir de sürpriz yaşadım. Bir baktım kazağı omzunda, kitabı kolunun altında Hıncalım gelmiş. Nasıl sevindim anlatamam, tabii hazır ayaktayken fırçayı da yedim. "Hani masada bir şey yok, gelenlere bir şey ikram etmeyecek misin?"
Ne bilirim ben! İmza gününden önce sordular "Ayşe Hanım herhangi bir isteğiniz var mı?" diye...
Dedim "Yooo, su olursa içerim."
Hem imza gününde ne istenir ki? Somonlu kanepe mi? 23 dereceye ayarlanmış nemli havlu mu? Tütsü mü?
Mum mu?
Meğer istenirmiş, kendim için değil ama okurlar için.
Hıncal söyledi; "Şöyle lokumlar, kurabiyeler, çikolatalar koysana masaya, gelenlere ikram edersin."
Valla doğru. Bunu da öğrendik.
İyi oldu.