Hadi bakalım her şeyi bir kenara koyalım, yönetmen 'Kestiiik!' diye bağırsın ve biz kendimize soralım:
'Yüzünüze yakışan ve doğal bir buruna sahip misiniz?'
'Yoksa gece yeme sendromunuz mu var?'
'Karın yağlarınızı eritemediniz mi?'
'Kilo vermek için neyi bekliyorsunuz?'
Bunlar ne? Bunlar; gündemi internetteki haber sitelerinden takip ederken haberin altında karşımıza çıkan reklam spotlarından bazıları...
Hararetle 'Yine kim ne bomba patlattı?' diye okumaya çalışırken karşına 'Yoksa gece yeme sendromunuz mu var?' diye bir soru çıkıyor mesela.
Mesela bir cinayet haberinin altında 'Üç ayda İngilizce konuşmak ister misiniz?' sorusu gözünüze gözünüze giriyor.
İsteriz canım, isteriz. Biz her haltı isteriz. Zaten sürekli istemekte ve isteklerimizin altında ezilmekteyiz ama önce okuduğumuzun ciddiyetinde kalabilmek isteriz.
İLİŞKİ DURUMU: KARIŞIK
Tarifi zor, acayip kafalardayız. Dikkatimizi tek noktada toplamamız imkansız. Listelerimiz kabarık. Kendimizle ilişki durumumuz; karmakarışık.
Yani birinin ölüm haberini okurken bir tıkla İngilizce kursuna katılmak sizce de anormal ve hastalıklı değil mi?
I don't know yani... Why, why, why?