1977-1983 yılları arasında mı doğdunuz? O zaman siz de bizdensiniz. Peki biz kimiz? Yıllardır bir jenerasyona ait olamamış, biraz ondan biraz bundan, biraz yeni, biraz eski, hem analog, hem de dijital bir nesiliz biz. Sokakta misket oynayarak büyüdük, Atari hastasıydık, annemiz camdan sarkıp 'Kızım hadi evee!' diye bağırırdı, Adile Naşit'ten masallar dinlerdik, kasetlerimiz ve odamızın duvarlarına astığımız posterlerimiz vardı.
Okula çizgili, kareli, çizgisiz defterlerimiz, kalemliğimizle gittik. (Tabletlerle okuyanlara selam olsun...) Kaset de, CD de, DVD de, mp3 de, Apple Music de gördük.
Arkadaşlarımızla köşedeki mağazanın önünde buluşmak için sözleştik, çektiğimiz fotoğrafların nasıl çıkacağını bilmeden fotoğrafçıda bastırdık... Sıkı radyo dinleyicileriydik, tek bir şarkı için saatlerce radyo başında bekledik, yahu hatta klipleri bekledik klipleri, sevdiğimiz dizi başlayacak diye televizyonun önünden ayrılmadık.
Derken internet geldi... Cep telefonları, akıllı telefonlar, Facebook, Twitter, Instagram, online flört, sefie'ler, filtreler, Facetime'lar, Netflix'ler, sanal alışverişler... Biz bunların her birine hiç sıkıntı çekmeden şak diye geçiş yapabildik. Eskiyi de özledik, yeniyi de benimsedik. İki tarafı da yabancılaşmadan deneyimledik.
Ve fakat bugüne kadar bizim kuşağa bir isim koyulmadı. Öyle ortada kalakalmıştık sanki. Haber gözümden kaçmış, facebook'ta gördüm; Amerikalı sosyoloji profesörü Dan Woodman, 1977-1983 yılları arası doğanlara Xennials adını vermiş.
Milenyum ve X jenerasyonunun tam ortasında doğan, X jenerayonunun depresifliğini ve milenyum çağı çocuklarının pozitifliğini taşımayan ara bir nesil olduğumuzu söylemiş.
Arada olduğumuzdan emindik de adımızı bilmiyorduk, onu da öğrendik.
Peki şimdi bu bilgiyle ne yapacağız? İşte onu bilemiyorum.