Türkiye'nin en iyi haber sitesi

ŞİRİN SEVER

Kariyeriniz bir hiç aslında

Beyazlarla aynı kabinde elbise değiştirmesine izin verilmedi... Siyah ellerini vitrindeki şapkalardan çekmesi istendi... Bir kuyumcuda pahalı mücevherleri görmek istediğinde; tezgahtar sadece ucuz olanları göstermekte diretti... Stanford'da bir konferansta Nobel ödüllü bir fizikçi 'siyahların zeki olmadığını' söylediğinde ayağa kalkıp şöyle dedi: "Burada Fransızca konuşan benim. Beethoven çalan benim. Ben sizin kültürünüzde sizden daha iyiyim. Bütün bunlar öğretilebilir..." Öğrendi... Kusursuz piyano çalmayı, Fransızca konuşmayı, buz pateni yapmayı... Kariyer adımlarını hep öğrenerek attı.

* Bunlar ABD Dışişleri Bakanı olan Condoleezza Rice'ın, gazeteci Marcus Mabry'nin yazdığı anılarından... Aktüel dergisinde okudum, bir solukta... Irk ayrımcılığının beşkenti Birmingham'da doğup büyüyen, uğradığı muameleyi protesto etmek yerine azmetmeyi tercih eden, beyaz ve erkek Amerikalılar'ın tersine; rüştünü her gün ispat etmek zorunda kalan bir kadın... Ne yaparsa yapsın beyazlardan iki kat iyi olmak zorunda olan bir kadın... Stanford'daki bir davette tanıştığı George Bush'un adamlarının daveti üzerine Cumhuriyetçiler'e katıldı. Artık Sovyetler Birliği çözülürken, Soğuk Savaş sona ererken, yani dünya baştan sona değişirken ABD politikaları bir bir onun elinden çıkıyordu... Artık ondan istenen; başkan adaylığına hazırlanan ama dünyadan bihaber olan oğul Bush'u dış politika konusunda eğitmesiydi. Aylarca baş başa çalıştılar, o kadar yakındılar ki artık; basın Bush'un Condi'ye kur yaptığını bile yazdı. O, Bush'un tuvalete giderken bile danıştığı bir kadındı artık.

* Peki bugün gelinen nokta ne? Üniversite yıllarında 'hızlı bir hayatı' olmasına, iki Amerikan futbolcusuyla evliliğin eşiğinden dönmesine rağmen gazete manşetlerinde 'lezbiyen' olduğu iddialarıyla yer alıyor. Rice'ın 53 yaşında ve hiç evlenmemiş olması da bu iddiaları güçlendiriyor. Beyaz Saray'da geçirdiği 7 yıl boyunca hiçbir davete eşli katılmaması da cabası... Oysa bir süre önce... Bush hakkında konuşurken ağzından 'kocam' lafı kaçtığı için Bush'la ilişkisi olduğu öne sürülmüştü. Karar verilemiyor; ne taraftan vursak acaba? Aşağılandığı, yok sayıldığı ama azmederek tırmandığı kariyeri aslında bir hiç! Çünkü o bir kadın ve mutlaka belden aşağı vurulması gerekir. Edebiyat mı yaptım? Buyrun; ABD başkanlık seçimlerine aday olan Hillary Clinton'a bakın o zaman... O da lezbiyenlik suçlamalarıyla karşı karşıya... Bırakın Türkiye'yi Amerikan başkanı olacak seviyeye bile yükselsen, eğer kadınsan atılacak ilk çamur cinselliğinle ilgili, bacak aranla ilintili. Ne ürettiğin politikalar, ne eğitimin, ne azmin, ne de bilgi birikimin... Hepsi de ne kadar değersiz....

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.