Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN CELAL GÜZEL

Ezelî dostlukları kimse bozamaz

Ben, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ı seviyorum.
Bunu, on seneye varan köşe yazarlığım sırasında hep tekrarladım. On üç sene önce politikayı bıraktım. Akademik çalışmalarda bulunuyor ve yazarlık yapıyorum. Bunun için de, yazılarım dolayısıyla aktif politikayı yakından takip etmem gerekiyor. Başbakan Erdoğan, birçok devlet adamında olduğu gibi bazen hatalar da yapıyor. Şeyh Edibalı'nın nasihatlerine uymadığı da oluyor. Lâkin O'nun on yıldır devam eden liderliği ve başbakanlığı sayesinde Türkiye, artık bambaşka bir Türkiye olmuştur. Türk Milleti ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti, laf olsun diye muhalefet yapan gözü kapalı partizanlar dışında, herkesin kabul edeceği bir şekilde ileriye gitmiştir. O'nun döneminde Türkiye, her bakımdan daha gelişmiş ve güçlü bir Türkiye olmuştur.
Lâkin ben Başbakan'ı sadece bunun için sevmiyorum. Sağlam bir milliyetçi ve vatansever, dini bütün, inançlı bir mümin ve samimî bir halk ve gönül adamı olduğu için de seviyorum. Bazen söylediği maksadını aşan bir lafın altındaki samimiyeti, iyi niyeti ve tevazuu anlayabiliyorum.
Recep Tayyip Erdoğan, bir 'gönül dostu'dur ve kendisi gibi bütün kalp gözü açık gönül dostlarına da hürmet ve muhabbetle bakmıştır. İktidar partisinin Genel Başkanı ve Başbakan olmak onu asla şımartmamıştır. Hele aynı kaynaktan su içtiği mânâ arkadaşlarına, yan gözle bakması mümkün müdür?! Ancak, AK Parti'nin ve Erdoğan'ın yüzde elliyi aşan oy oranını hazmedemeyen çıfıtlar, ellerinden gelen bütün fitnebazlıklarıyla gönül dostlarının arasını açmaya çalışmaktadırlar. Son aylardaki medyaya bir bakınız: Gün geçmiyor ki bir gazetedeki köşe yazısında ya da bir televizyondaki tartışma programında AK Parti ile Cemaat'in arasının açıldığı yazılmasın. Dikkat ettiyseniz bunları yazanlar ve söyleyenler âdeta büyük bir zevk alıyor gibiler. Zira hesaplarına göre böyle bir hayalî ihtilafın neticesinde, bir taraftan AK Parti iktidarının önemli bir desteği kesilecek, diğer taraftan da Cemaat'in hayırlı hizmetlerini aksatabileceklerdir.

***

Ben, Fethullah Gülen Hocaefendi'yi seviyorum.
O'nun sohbetinde, ilk defa tam kırk yıl önce Ankara Yukarı Ayrancı'daki müşterek bir dostun evinde bulunmuştum. Son kırk senedir, O'nu, faaliyetlerini ve eserlerini yakından takibe çalışıyorum. Vardığım kanaat şudur: Fethullah Gülen Hocaefendi, Müslümanlık ve Türklük için çok önemli bir isimdir. Sadece kendisine atfedilen önemden dolayı değil, ilim, terbiye, ahlâk ve gönül zenginliği olarak da eşine az rastlanır bir İslâm âlimidir. Aynı zamanda, Türk Milletine ve Türkiye'ye âşık bir vatanseverdir. Bütün ömrünü inancı ve değerleri için mücadele ile geçirmiş; çok sayıda emsalsiz eserler kaleme almış, binlerce vaaz ve irşatta bulunmuş, nihayet Türkiye'de ve Dünya'nın her yerinde inançlı, ahlâklı ve iyi eğitilmiş milyonlar yetiştirmiştir.
'Cemaat' diyerekiyi saatte olsunlar sırrı içinde dedikodu yapanlar ve onun yetiştirdiği nesillerden istifade edenler, şimdi hiç sıkılmadan arkasından dedikodu yapabilmektedirler. Fethullah Hocaefendi bir imkânsızı gerçekleştirmiş ve iki yüze yakın ülkede binin üzerinde okul açarak, hepsi de Türkçe bilen, bayrağımızı ve memleketimizi tanıyan, inancımızı öğrenen milyonlarca genç yetiştirmiştir. Sadece bu âdeta mucizevî hizmet dahi, O'nun ve idealist ekibinin hayırla yâdedilmesini bir vecibe haline getirmektedir.
***

Son MİT Krizi'nde Başbakan Erdoğan yerden göğe kadar haklıdır. Büyük bir devletin, bu nevi skandallara tahammülü olamaz. İyi niyetle de olsa, yetkisini ve haddini aşan kişilerin sebep olduğu bu skandal karşısında, Başbakan'ın üzülmesi ve gereken tedbirleri derhal alması doğru olmuştur.
Ancak, gerek bu operasyonun gerekse MİT Kanunu'nu takviye etmek için yapılan kanun çalışmasının ortaya sürülmesiyle, bunu sanki belirli bir ekibe karşı yapılmış tasfiye olarak göstermek yanlıştır. Aynı şekilde, bazı polis ve yargı yetkililerinin de yaptıkları tasarruflarla Başbakan'ın hedef alındığı düşünülmemelidir.
Fitnebazlar boş yere heveslenmesinler. Şu hakikatin altını bir kere daha çizmeliyiz: Ezelî dostlukları kimse bozamaz, gönül bağlarını hiç kimse koparamaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA