Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Müşterek harekât merkezi

Güvenli bölge görüşmeleri çerçevesinde yaklaşık 90 Amerikan askeri görevlisi Türkiye'ye geldi. Anlaşıldığı kadarıyla daha önce Türkiye'de bulunan küçük bir kadroya eklemlenecekler. Bu müzakerelerin ilk ve en somut sonucu olarak görülebilir.
Ancak bu müşterek harekât merkezinin kuruluşu işlerin hızla ilerlediği ve ilerleyebileceği anlamına gelmiyor.
Harekât merkezi oluşturmak kolay.
Asıl mesele bu değil. Daha önemlisi bu harekât merkezinin nasıl işleyeceği veya siyasi kararların nasıl alınacağı. Harekât merkezi sadece sahadaki işleri yerine getirmek veya getiriyor gibi görünmek için oluşturulabilir.
Önemli olan güvenli bölgenin nasıl oluşturulacağı veya kurulduğunda statüsünün ne olacağıdır.
Türkiye Amerika ve diğer Batılı ülkelerin desteğini tabii ki talep eder. Ama keşke her şey bu kadar basit ve kolay olsa. Biliyoruz ki, aslında Amerikan tarafında pek ciddi bir tavır değişikliği olmadı. O nedenle ortada yeni bir siyasi karar yok. Bu nedenle sahadaki harekât merkezi de Türkiye lehine çok işlevsel olacak gibi durmuyor.
Bazı sorular hâlâ açık ve net cevap bekliyor.
Amerikan güçleri yanlarına PYD'yi de alıp bölgeyi barışçıl biçimde bırakacak mı? Veya Amerikan güçleri çekilip PYD ile Türkiye'yi karşı karşıya mı bırakacak?
Veya Amerika harekât merkezini sadece Türkiye'nin askeri harekâtını geciktirmek ve engellemek için mi kullanacak? Bütün bunlara bakınca benim için hâlâ geçerli öngörü oyalama öngörüsü. Bu nedenle de müşterek harekât merkezinin sadece işlevsiz olduğunu değil aynı zamanda ayak bağı olabileceğini düşünüyorum.
Benzer bir model Münbiç'te devreye sokulmuştu. Sonuç ortada. Amerika tek bir olumlu adım atmadı. Hatırlayacak olursanız 90 günlük bir süre verilmişti.
Üzerinden kaç yıl geçtiğini ben hatırlamıyorum.
Bir önceki tecrübenin aynıyla tekrar etmesi şart değil. Ama tavır değişikliğine dair küçük bir işaret bile görünmüyor.
O nedenle çok da iyimser değilim.
Hatta bu ortak harekât merkezinin kendi işimizi kendimizin görmesini engelleyecek bir araca dönüşme ihtimali bile var. Bu tür ortaklıklarda maalesef büyük ortak daha etkin olabilir.
Türkiye son yıllarda Amerika ile ortak hangi adımı attıysa kilitlendi.
Çünkü Amerika'nın kendisi kilitli. Ama Amerika bu kilitlenmişliği kaldırabiliyor. Türkiye'nin ise kilitlenmişliğe tahammülü yok. Bu nedenle ortak harekât merkezi fikri midemi bulandırıyor.
Bu tür gereksiz göz boyama ve oyalama taktiklerinden uzak durmak lazım.
Ama baştan beri söylüyorum. Türkiye bütün alternatifleri tüketmek için uğraşıyor.
Böylece bir askeri operasyon başladığında bize barışçıl bir çözümü denemediğimizi söylemesinler. Bu ortak harekât merkezine sınırlı bir süre vermek lazım. Süre dolar dolmaz da kendi işimizi kendimiz görelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA