Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Akdeniz’i ortadan ikiye yarmak

Türkiye'nin derdi bir değil bin. Hep söylenir ya. Coğrafi kesişim noktasındayız. Ama nedense bunun hep avantajları anlatılır. Halbuki coğrafi konum hem iyi hem kötü yanları vardır. Geçiş yolları üzerinde olduğunuz zaman bela da gelir fırsat da geçer. Önemli olan bu belaların nasıl yönetildiği fırsatların nasıl değerlendirildiğidir.
Coğrafi konum petrol boru hatları için fırsat olduğu kadar terör ve göç akınların nedeniyle tehdit haline de dönüşebilir. Son yıllarda bunun birçok örneğini gördük. Küresel ve bölgesel istikrarsızlıklar maalesef en erken ülkemizi vurur. Suriye'nin Türkiye üzerine etkisine baktığınızda başka örneğe bakmaya ihtiyaç kalmaz. Ve asıl sorun şudur: kesişim noktasındaki bir ülke çok sayıda krizle boğuşurken daha kenarda kalan rakipleri başka alanlarda onu sıkıştırmaya çalışır.
Türkiye Suriye kaynaklı sorunlarla uğraşırken birileri de Doğu Akdeniz'de oldubittiler yaratma peşine düştü. Doğalgaz rezervleri birçok devletin ağzını sulandırıyor. Türkiye'ye rağmen bir bölüşüm yapmayı denediler ancak Türkiye verilebilecek en sert tepkiyi ortaya koydu. Donanmayı devreye soktu. Ve sistemi kilitledi.
Münhasır ekonomik bölge yoluyla Türkiye'yi devre dışı bırakmaya çalışanlar henüz bunu hazmedemeden çok kurnaz bir manevra daha ortaya çıktı.
Türkiye şimdi de Libya ile bir anlaşmaya vardı. Akdeniz'i Türkiye'den Libya'ya kadar, kuzeyden güneye ikiye yardı. Libya'nın Akdeniz'e olan kıyısının iki ucundan çıkan iki çizgi daralarak Türkiye sınırlarına kadar geliyor. Güneydeki geniş fakat kısa bölge Libya'ya, Kuzey'deki dar ve uzun kısım Türkiye'ye kalıyor. Böylece Akdeniz'in o bölgesi iki eşit parçaya ayrılmış oluyor. Türkiye'nin bölgesi Libya'ya oranla daha uzun ve dar geldiğinden Girit adasının güneyine kadar uzanıyor. Bunun da bir mantık çerçevesinde yapıldığı çok açık. Böylelikle Girit ve Yunanistan'ın Kıbrıs'la arasına set çekilmiş oluyor.
Son derece akıllıca kurgulanmış bu plan Türkiye'nin tüm Akdeniz siyasetinde bir çıpa rolü oynayacaktır. Gelecek nesiller bunun kıymetini daha iyi bilecektir. Nasıl vakti zamanında yapılan Ankara anlaşması Türkiye'nin Kıbrıs'taki garantör hakkını getirdiyse bu anlaşma da Doğu Akdeniz'in geleceğinde Türkiye'nin haklarını garanti altına alacaktır.
Tabii bu diplomatik başarının devamında atılması gereken adımlar var. Zaten Türkiye karşıtları Libya'daki Hükümet'i düşürmek için elinden geleni yapıyor. Anlaşmadan sonra Serraj Hükümeti'nin daha yoğun baskı alınacağı ve Haftar'e desteğin artacağını tahmin edebiliriz.
Türkiye zaten Serraj Hükümeti'nin en büyük destekçisi. Ancak diplomatik kazancını garanti altına almak için belki artık askeri üslenme konusu bile masaya gelebilir. Türkiye'nin Akdeniz'deki çıkarları, Güney sahil güvenliği ve Kıbrıs'ın geleceği için Libya Hükümeti'ne sahip çıkmak gerek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA