Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

11 Eylül Nedir? Ne değildir?

11 Eylül 2001'in üzerinden tam yirmi yıl geçmiş. ABD'nin Afganistan'dan çekilmesinin ardından 11 Eylül döneminin resmen bittiği de söylenebilir. Dünya tarihi açısından önemli bir dönemdi. Ama abartılı okumalara bakarak aldanmayın. Dünya düzenini değiştirmiş bir olay falan da değildir.
Uluslararası sistemde ya da dünya düzeninde önemli değişim dönüşümler bu tür tarihi olaylarla simgeleşebilir ama bu olaylar genelde bu değişimlerin sebebi değildir. Çokça kullanılan bir ifade var. "11 Eylül'den sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı/olmayacak" diyenler çoğunlukta. Bence çok yanlış.
11 Eylül ne uluslararası güç dengelerini etkiledi ne de dünyaya yeni bir düzen getirdi. Aksine 10 Eylül tarihinde de dünya tek kutuplu bir yapıdaydı 12 Eylül tarihinde de. Amerikan hegemonyası hem doksanlı yıllarda hem de 2000'li yıllarda yoğun bir biçimde dünya düzeninin temelini oluşturdu. Belki bu hegemonya İslam dünyasının üzerinde daha baskılı biçimde hissedildi. Belki bunun devamında Irak ve Afganistan gibi ülkeler işgal edildi. Fakat bunlar dünya düzenini dönüştürecek olaylar değildir.
Dünya düzenleri ya büyük savaşlarla değişir ya da güç dengelerinde büyük kaymalarla. Mesela Sovyetler Birliği yıkıldığında dünya düzeni değişti. Çünkü iki süpergüçten biri ortadan kalkmıştı ve bu tüm devletler arasındaki ilişkileri şekillendirecek nitelikte bir güç dengesizliğiydi. Yine mesela İkinci Dünya Savaşı bittiğinde Avrupalı klasik büyük güçlerin tamamı büyük güç olma şansını yitirdi ve onların yerine iki süpergüç doğdu. Bu da sistemik bir değişimdi. Fakat 11 Eylül hiçbir zaman dünya siyasetinde böylesi etkiye sahip bir olay değildi. O nedenle 11 Eylül üzerinden düzen tartışmaları yapılmasını anlamsız buluyorum. Öncesinde de sonrasında da liberal Amerikan hegemonyası vardı.
Eğer bir düzen tartışmaları yapılacaksa o döneme yeni giriyoruz. Amerika'nın küresel siyasetteki merkezi rolünden uzaklaşıyor oluşu gerçekten sistemik etkiler üretebilecek bir gelişmedir. Kimileri dünyanın yeniden çok kutuplu bir yapıya döndüğünü düşünüyor kimileri de dünya siyasetinin kutupsuzlaştığını iddia ediyor. Kimilerine göreyse aslında tek kutuplu sistem devam ediyor ancak Amerika küresel hegemonyanın peşini bırakıp bölgesel hegemonyasını tahkim etmeye yöneliyor. İşte asıl önemli tartışma burasıdır.
Bu tartışmayı iyi yapanlar ve sistemik kodları iyi okuyanlar başarılı bir planlama yapma şansına sahip olabilir. Fakat 11 Eylül olayları sonrasında olduğu gibi abartılı okumalarla bu olaylara gereksiz anlamlar yükleyenler gündelik olayların aldatmacasına maruz kalmaya devam eder. Mesela 11 Eylül okuması üzerinden Amerika'nın her türlü demokratikleşme sürecini destekleyeceğini düşünürseniz aldanırsınız. Mesela bugün Amerika'nın materyal gücünü göz ardı ederseniz aldanırsınız. Mesela bugün Amerika'nın kolay kolay dünya siyasetine dönmek istemediğini görmezden gelirseniz yine aldanırsınız. Eğer sistem gerçekten kutupsuzsa fakat siz çok kutupluya göre hesap yapıyorsanız muhtemelen yalnız kalırsınız. Eğer tersine bir yanlış hesap yaparsanız muhtemelen müttefiklerinizin peşinden sürüklenirsiniz. Hele bu gündemi sığ tartışmalara ve cahil münazaracılara bırakırsanız hepten kaybedersiniz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA