Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Ermenistan’la normalleşme mümkün mü?

Türkiye ile Ermenistan arasında ilişkileri normalleştirmek adına yeni bir süreç başlatıldı. Taraflar özel temsilciler atama kararı aldı. Önümüzdeki dönemde katedilecek mesafeye göre gerçekten iki ülke arasında bir normalleşme ihtimali olabilir. Fakat özellikle 2009 yılındaki denemeden bu yana herkes yoğurdu üfleyerek yiyor. Zira 2009'daki deneme başarısız olmuştu. Ayrıca Türkiye ile Azerbaycan arasındaki ilişkileri bile germişti.
Bu nedenle konuya ihtiyatlı yaklaşmakta fayda var. Ama yine de benim konuya dair kanaatimin çok karamsar olmadığını belirtebilirim. Zira bugünkü şartlar 12 yıl öncesine oranla oldukça farklı.
O tarihlerde ortada çok ciddi bir Karabağ sorunu vardı. Türkiye'nin Azerbaycan'a rağmen Ermenistan'la normalleşme araması da pek normal değildi. Gerçi o tarihlerde de normalleşmenin Karabağ konusunda ilerleme sağlayacak bir sürecin önünü açabileceğini düşünenler vardı. Ama uluslararası siyasette işler öyle yürümüyor. Diplomasi tek başına bırakın bir sorunun çözülmesini aksine meseleyi daha da kötü hale getirebiliyor. Halbuki Karabağ'ın tekrar Azerbaycan'a bağlanmasının ardından kurulan diplomatik ilişki bambaşka bir anlam ifade eder. Hem Azerbaycan'ı rahatsız etmez hem de Ermenistan'ın süngüsü düşük olduğundan daha anlaşılabilir olmasına imkân tanıyacaktır.
Ermenistan'ın devlet kimliğine odaklanıp kalmak, önümüzdeki süreci okumak için bize pek fayda sunmaz. Evet. Ermenistan hem Türkiye'den hem de Azerbaycan'dan toprak talebini bırakmış veya bırakacak değil. Ancak devletlerin dış politikalarına bu tür sabit faktörler değil çevre şartları hükmediyor. Bu nedenle özellikle böylesi zayıf düşmüşken Ermenistan'ın kategorik olarak anlaşamaz ve anlaşılamaz bir devlet olduğunu söyleyemeyiz.
Dahası Ermenistan'da Paşinyan iktidarı devam ediyor. Ve Paşinyan pek de Rus yanlısı sayılmaz. Belki de Rusya, Karabağ'da biraz dayak yiyen Paşinyan'ın iktidardan düşeceğini hayal etmiş ve ilk başta Ermenistan'ın dayak yemesinden keyif bile almış olabilir. Ama Karabağ'ın hem kısa sürede özgürlüğüne kavuşması hem de buna rağmen Paşinyan'ın koltuğunu koruması, Rusya'nın beklentilerinin karşılanmadığını gösteriyor. Dahası Paşinyan ile Rusya arasındaki ilişkiler daha da zedelendi. Bu nedenle Paşinyan iktidarına normalleşme için bir fırsat bile sunuyor.
Tabii Ermeni lobisinin etkisini göz ardı edemeyiz. Ermeni lobisi. Türk düşmanlığında zerre kadar taviz vermez. Ama özellikle küresel siyasetin bu yeni şartları altında Ermeni devletini ne kadar etkileyebilecekleri de şüpheli. Ermenistan bu sıkışıklıktan siyaseten kurtulmak zorunda. Lobinin de kendisine pek faydası olmayacağını görebiliyor.
Türkiye için Ermenistan göz ardı edilemeyecek bir komşu değildir. Zaten senelerce ettik. Çok da büyük kaybımız olmadı. Ama kazanılan bir savaşın ardından bölgede yeni bir düzen kurmak ve düzeni istikrarlı biçimde sürdürmek de en az savaşı kazanmak kadar önemlidir. Süngüsü düşmüş bir Ermenistan'ı Rusya'nın veya İran'ın kucağına itmenin bir anlamı yok.
Özellikle Zengezur Koridoru'nun nihai bir statüye kavuşmasını sağlamak adına bu tür diplomatik manevralar önemlidir. Denemeye değer. Zaferden sonra diplomasi tatlıdır. Türkiye buna açık olabilir. Gerisini diğerleri düşünsün. Ama her halükârda sürecin zorluklarını da göz ardı etmemekte fayda var. Süreç Türkiye'nin ve Azerbaycan'ın halihazırdaki kazanımlarını zedelemeyecek ve hatta perçinleyecek şekilde kurgulanmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA