Medyada tanınan insanlarımızın vefatı toplumda derin izler bırakabiliyor. İnsanları derin uykudan uyandıracak en etkili uyarıcı ölüm duygusu olsa gerek. Ölümle: Ben nereden geldim, nereye gidiyorum sorularına cevap arayanların önündeki perdeler, daha şeffaf hale gelebiliyor. Ölüm sarsıcıdır. Hepimize yakındır. Kendimizden uzak da saysak başucumuzdadır.
Belki her birimizi günde birkaç kez ziyaret etmektedir. İnsan her saniye bir kaza ile muhatap olamaz mı? Ölüm, ansızın gelir. Müsaade istemez. Yaşbaş dinlemez. İstisna bilmez. Ölüm, iyiler için daha iyiye vardıracak bir ara yoldur. Kötüler için ise kötü bir başlangıçtır; engebeler, dikenli yollardır. Yokuştur.
Mehmet Ali Birand, Prof. Dr. Toktamış Ateş ve Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'nın vefatları bu anlamda insanımızın üzerinde bin hatibin yapabileceğinden daha derin izler bıraktı. Bu son derece de doğaldır. Çünkü iki gün önce televizyonun ana haber bültenini sunan, siyasetin, günlük olayların içinde yoğrulmuş olan bizden birinin bir anda yokluğa uğramasına şahit oluyorsunuz. Anlamıyorsunuz bile. Her şey bir çırpıda oluyor. Ne oluyor diyorsunuz? Şimdi ne yapıyor diyorsunuz. Bizi duyuyor mu diyorsunuz. Daha binlerce soru aklınıza geliyor. Birkaç gün konuşuyorsunuz ve sonra sanki hiç olmamış gibi yolunuza devam edersiniz. 'Uyarıcı olarak ölüm yeter' diyen Allah'ın Resulü (s.a.v.), ders almak isteyenlere son kez haykırıyor. Sanki o bu hitabıyla başkasının ölümü de sizi uyandırmıyorsa kendi ölümünüzde uyanacaksınız diyor. Uyanacaksınız ama artık çok geç olacak çünkü;
"İnsanlar uykudadırlar. Ölünce uyanırlar (perdeler kalkar)" diyen Hz. Peygamber (s.a.v.) demek istiyor ki, bu uyanmanın hiç faydası olmayacak. Çünkü mezarda uyananlara bu silkiniş hiç fayda sağlamayacak. Dünyadayken nefsini öldür ki, dünyadayken uyan. Bu vesileyle; vefat edenleri Yüce Rabbin geniş rahmetine teslim etmeliyiz. Ve aradan çekilmeliyiz. Zaten başka yapabileceğimiz de yok ki duadan gayri. Mevlam tümünü rahmetine alsın. Onlara ve bize acısın. Bizlere de temiz bir hayat sonunda, temiz bir ölüm nasip etsin.