Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Parlamenter sistem diye yazılır, kriz diye okunur

Mustafa Kemâl ve İsmet İnönü, 'birinci- ikinci adam' dinamiğini uzun süre iyi yönetmiş, pek çok zorluktan birlikte geçmiş, yeri geldiğinde dostlarını bile birlikte tasfiye etmiş iki tarihî kişilik olarak bilinir. Ancak aynı zamanda, tek parti yönetimi olmasına rağmen ikisi arasındaki anlaşmazlığın, Mustafa Kemâl'in son dönemlerinde ayyuka çıktığı da gizli değildir.
Bunun devlet işlerine nasıl yansıdığı ise uzun hikâye...
Süleyman Demirel, Tansu Çiller'i, Turgut Özal, Mesut Yılmaz'ı siyaset dünyasının merdivenlerinde yukarıya taşımış, partilerini onlara emanet etmiş iki liderdi.
Neticede ne oldu; iki ikili de kendi paylarına düşen anlaşmazlıkları yaşadılar ve bu kişisel bir husumet olmakla kalmadı, ülkemiz için de olumsuz sonuçlar doğurdu.
Keza, Ahmet Necdet Sezer'i Cumhurbaşkanlığı makamına taşıyan, tüm koalisyon ortaklarını ve muhalefet partilerini ona ikna eden kimdi? Bülent Ecevit... Ve Sezer'in Cumhurbaşkanlığı daha bir yılını doldurmamıştı ki aralarında geçen 'anayasa kitapçığı fırlatmalı' kriz yaşandı.
Özal'ın vefatının ertesi yılı siyasî istikrarsızlığın tetiklemesiyle gerçekleşen ekonomik krizin kat kat beterini yaşadık. Borsa %14.6 düştü.
Repo faizi %760'a fırladı. Bankalar arası gecelik faiz %7500'ü buldu. Merkez Bankası'ndan 7.5 milyar dolarlık para çıkışı yaşandı. Millî gelir 200 milyar dolardan 140 milyar dolara geriledi. Enflasyon %90'ı aştı. Binlerce işyeri kapandı.
1.5 milyondan fazla kişi işsiz kaldı.
Yürütme yetkilerinin Başbakan ile Cumhurbaşkanı arasında paylaştırılması budur.
Daha koalisyon hükümetlerinin bu ülkeye yaşattıklarına girmedik bile.
Bunca kötü tecrübeye rağmen parlamenter sistem hâlâ allanıp pullanabiliyor, hayret ediyorum. Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ne, en başta yürütme erkini merkezileştirmesi ve de koalisyona geçit vermemesi sebebiyle ihtiyacımız var. Bölgemiz savaş ve krizle kaynarken başka türlü ayakta kalamayız, 7 Haziran'da direkten döndüğümüz gibi er geç saldırılara açık hale geliriz.
Bu yüzden de Evet...

***

Trump'ın yerine yardımcısı Pence

Trump ve yönetimi hakkında, ABD istihbaratı her ay yeni bir sızıntıya imza atıyor. Geçtiğimiz ay Trump'ın şahsını hedef alan 'gizli istihbarat kaynakları' bu sefer de yine medya üzerinden yaptıkları sızıntıyla, Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı'nı koltuğundan ettiler. İşin daha vahimi, Flynn hakkındaki Rus Büyükelçi ile makama gelmeden ABD'nin Rusya'ya yaptırımlarını konuştuğu bilgisi doğruydu ve Flynn, bu konuda kendisine soru soran FBI'a daha önceki ifadesinde yalan söylemişti. Bu durumda Flynn, FBI'ın istediği zaman ve şartta kendisine dava açıp hapse attıracağını bilen bir 'siyasî esir'dir artık. Günü geldiğinde Flynn'e, "bilgi karşılığında dokunulmazlık" teklif edip, onun üzerinden Trump'a 'yürünmesi' de ihtimal dahilinde... Ve farkındaysanız, ABD medyası Trump'ı ne kadar hedefe koyuyorsa, yardımcısı Pence'i de o kadar parlatıyor. Neden dersiniz?...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA