Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Ekran koruyucu olarak başörtüsü özgürlüğü

Oyuncu Deniz Çakır'ın, bir alışveriş merkezinin kafesinde oturan üç başörtülü genç kadına, "Burası Arabistan mı?
Ne geziyorsunuz burda?" şeklinde sözlü tacizde bulunduğu iddiası gündemde. Müşteki olan kadınlar, savcılığa gidip suç duyurusunda bulundular ve ifade verdiler. İfadelerine göre Çakır'ın yanında bulunan iki arkadaşı onun alkollü olduğunu söyleyerek, başörtülü kadınların anlayış göstermesini istemişler.
O kafede oturan başka hiç kimse de bu terbiyesizliğe gıkını çıkarmamış; zımnen ortak olmuş.
Yine Ankara Sıhhıye'de bulunan bir restorantta, başörtülü bir kadının yanına gelen bir başka başı açık kadın, elini başörtüsüne uzatarak çekiştirip, bir şeyler söyleyerek, olay yerine gelen birkaç erkeğin karşı müdahalesi sonrası ordan uzaklaşmış. Bu hadise, kamera kayıtları ile sabit.
Deniz Çakır'ın tacizi konusunda ise kafenin kamera kayıtları incelemeye alınacak.
Ancak şimdiye dek Çakır'dan veya olay yerinde bulunanlardan bir yalanlama gelmiş değil.
Savcılığa ifade verdikten sonra basına konuşan müşteki kadınlar, "Hâlâ mı bunları yaşıyoruz?" diye soruyorlar, haklı olarak.
Ama ben de açıkçası bu soruya şaşırıyorum.
Ak Parti'nin gerçekleştirdiği özgürlük reformları sonrası başörtüsü kamusal alanda var olabildi. Ancak hükümetler zihniyetleri değiştiremezler.
O zihniyet hâlâ orada. Bu minvalde AK Parti'nin yaptığı reformların görünürde elit, özünde paçoz bazı ayrıcalıklı sınıfları değiştirdiğini sanmak en nazif ifadeyle naifliktir.
AK Parti'nin özgürlükçü reformları sadece bir 'ekran koruyucu' vazifesi görmüş, esas hikâye hâlâ o ekranın arkasında dönmektedir.
Bu arada üst sınıf lüks bir kafede gerçekleşen ayrımcılığa kimsenin müdahale etmeyip, orta sınıf bir restoranttaki hadisede üç kişinin müdahale etmiş olması da tesadüf değildir. Başörtüsü altorta sınıfların yaygın bir değeridir ve onların eğitim ve kariyer sahibi olarak yükselmesine karşı kendisi üst sınıfta görenlerin uyguladığı bir ayrımcılıktır. Ekran koruyucunun arkasında dönen hikâye, bir sınıf savaşıdır ve çoğu ayrıcalıklı kesim için bu özgürlük adımı kabullenilemez bir günahtır. Evet, hâlâ... Artık gözlerinizi açın, ekran koruyucunuzu da!
Ayasofya'da bir gece Ayasofya, literatürden ödünç alarak söylersek, bir 'istisna mekânı'dır.
Resmiyette bir müzedir ama bizim gibi milyonların yüreğinde ise sadece bir ibadethane değil, ondan da öte, bu topraklarda kök salmış oluşumuzu simgeleyen gözbebeğimizdir.
Ancak herkes bu hissiyatın farkında değil.
İşkadını Leyla Alaton da, Ayasofya'daki bir gece turuna arkadaşlarıyla birlikte katılmış ve gruptakilerden birinin mabedin orta yerinde bacaklarını iki yana açarak yaptığı 'spagat' figürünü fotoğraflayıp sosyal medya hesabında paylaşmış.
Elbette bu hareket, bahsettiğim hissiyatı paylaşan milyonlarca bir saygısızlık olarak görüldü ve tepki çekti.
Bunun üzerine Ayasofya Müzesi yönetimi de, sosyal medya hesabından, "İlgili mevzuatımız çerçevesinde müzemizde, turizm firmalarından gelen talepler doğrultusunda akşam saatlerinde özel açılışlar gerçekleşmektedir" diye başlayan bir açıklama yayınladı. Leyla Alaton ise kendi hesabından şöyle özür diledi: "Estetik olduğunu düşündüğüm bir fotoğraf paylaştım. Hiçbir değere tehdit olabileceğini düşünemedim.
Çok ama çok üzgünüm. Gerçekten, incinmiş olanlardan ÖZÜR dilerim.
Kimseyi incitmek gibi bir kastım asla olamaz.
Dans gösterisi mevzuu bahis değildir. Hatıra niyetine, safça çektirilmiş bir genç kızımızın fotoğrafından ibarettir." Alaton, milyonların paylaştığı hissiyatı paylaşmadığını ama onları incitmiş olmaktan ötürü de özür dilediğini böylelikle ifade etmiş oldu. Burdaki esas mesele, Ayasofya'yı 'istisna mekânı' olmaktan ne zaman çıkaracağımız ve o güne dek müze yönetiminin de artık 'ilgili mevzuat'tan çok daha bağlayıcı bir sorumlulukla hareket etmeleri gerektiğini anlamalarını sağlamamızdır.
Umarım 'bir musibet, bin nasihatten evlâdır' kabilince kendilerine gereken mesaj bu vesileyle ulaşmıştır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA