Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

İstanbul’da hak yerini bulmalı

Seçim gecesi Binali Yıldırım, gidişatı lehine gördüğünden emin olduğu için zaferini ilan etmişti.
Ancak İstanbul'un genel seçimler dahil tarihinde olmayan bir geçersiz oy sayısı ile karşı karşıya kaldık. Yaklaşık 300.000 oyun şaibeli olduğu ve sandıklarda kendisine çıkan yüzlerce oyun 'kaydırılarak' sandık başkanlarınca örtbas edildiği ortaya çıktı.
Örneğin %59 ile AK Parti'nin kazandığı Sultanbeyli'de 2004 numaralı sandıkta Yıldırım'a verilen 201 oy kayda 1 diye geçirilmişti. Ya da 1229 numaralı sandıktan Yıldırım'a çıkan 188 oy 67 diye kaydediliyor.
Hatta 1070 numaralı sandıktan ve 2194 numaralı sandıktan 0 (yazıyla sıfır) oy olarak kayda geçiriliyor. Bu sadece bir ilçeden verilen örnekler.
Öyleyse ortada büyük bir usülsüzlük olduğu anlaşılıyor. Yüksek Seçim Kurulu'ndan beklentimiz, bu yanlışların tek tek tespit edilip, hakkı olana verilmesidir.
Neticede kim kazanırsa kazansın, milletin tercihi başımız üstünedir.
Ama önemli olan hakkı olan kazansın;
İstanbullunun kafasında şüpheye yer bırakmayacak şekilde bu seçim sonuçlandırılsın.

Seçmenden ince ayar
AK Parti, 30 büyükşehirin 16'sını ve 51 ilin 24'ünü kazanarak seçimin açık ara birincisi oldu.
Cumhur İttifakı bünyesinde, toplamda %52 oyla, 52 il ve 690 ilçe kazanıldı.
Millet İttifakı ise %37,5 oyla 20 il ve 208 ilçede kaldı. İYİ Parti, ittifak bünyesinde seçime girdiği 22 ilin hiçbirinden başkan çıkaramadı.
AK Parti, 2014 yerel seçimlerindeki oyunu koruyarak oyların %45'ini kazanırken, en yakın rakibi CHP %30'da kaldı. HDP'nin oyu %11'lerden %4'e düştü.
AK Parti, kayyım atanan toplam 73 il ve ilçe belediyesinin 24 tanesini, yani %33'ünü kazanarak Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da hizmet siyasetinin doğru adayla birleşirse karşılık vereceğini kanıtladı.
Öte yandan Ankara'daki seçim zaferinin sarhoşluğu ile gözden kaçan bir detayı da not etmek gerekir. Ankara'nın 25 ilçesinden 18'ini AK Parti, 3'ünü MHP kazandı. Keza Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi'ndeki ezici çoğunluk da Ak Partili üyelerden oluşuyor. Yani halk büyükşehir için Yavaş'a oy vermiş olsa da, diğer seçimlerde esas tercihinden vazgeçmedi.
Yavaş'ın seçilişi, kalıcı bir seçmen oy davranışına işaret ediyor olsaydı, bunun etkilerini hem belediye meclisinde hem de ilçeler bazında görmemiz gerekirdi.
Fakat bu çelişkili ama mesaj kaygılı tercih, bu sonuca varmamızı engelliyor.
Ne var ki, şehirli oylarını elde etmek için yeni bir dil ve yeni bir siyasetin zamanının geldiği de ortadadır. Başkan Erdoğan'ın bahsettiği yenilenme sürecinin, meselenin bu zaviyesine de eğilmesi elzemdir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA