Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Vesayet artıkları

Sanki ömür geçmiş gibi ama muvazzaf bir Genelkurmay Başkanı, birkaç başörtülü kız çocuğu ile ilahi söyleyen çocukları kafaya takıp seçilmiş hükümete muhtıra vereli 13 yıl oldu.
Sonra o hükümet, erken seçimle daha güçlü biçimde başa geldi ve ertesi yıl ne oldu?
Anayasa Mahkemesi, "hükümeti düşürmek yetmez, partilerini kapatalım" dedi ve dava açtı. Aylarca da o davayla uğraşıldı. En sonunda 'disiplin cezası' kabilinden laiklik adına parmak sallamakla yetindiler. Ancak bu da topu topu 12 yıl önce oldu.
Vesayetle mücadelenin zirvesi kuşkusuz 15 Temmuz gecesiydi ve o geceye varana değin Gezi kalkışmasından 17-25 Aralık'a ve hendek terörüne olan biten tüm toplumsal olaylar, vesayet güçlerinin seçilmişleri devirmeye veya terbiye etmeye yönelik tertipleriydi.
Darbe girişimiyle içe kapatılmaya çalışılan ülkeyi Başkan Erdoğan aldı, önce Suriye'de, sonra da Doğu Akdeniz'de ve Libya'da aktör haline getirdi. Türkiye'nin askerî gücünü yedi düvele gösterdikten sonra da siyasî vesayete nefes aldırmayacak yeni sistemin temelini attı. Halktan aldığı meşruiyetle, darbeler tarihimizin ayrılmaz parçası parlamenter sistem yerine Türk tipi Başkanlığı getirdi.
Bugün parlamenter sistemi övenlerin hepsinin istisnasız Demirtaş'ın tutukluluğuna karşı çıkıyor olması, Gezi kalkışmasını savunuyor olması ve FETÖ'ye 17-25 Aralık'tan darbeye değin açık destek vermiş olması tesadüf değildir. Vesayet, vesayeti çeker. O bir düşünme biçimidir ve ilkelerle değil, vesayeti korumakla görevlidir.
Ordumuz İdlib'de en kritik dönemeçte iken, eski bir Genelkurmay Başkanı'nın, ordunun Başkomutanı'nın yargılanması gerektiğini söylemesi, ülkenin ana muhalefetinin bu açıklamaya tuzlukla koşmasını, ardından eski Cumhurbaşkanı'nın Gezi kalkışmasına destek açıklamasıyla aynı gün eski Başbakanlardan birinin Gezi davasına müdahillikten çekilmesini ve ikisiyle eşzamanlı savcının müebbet istediği davadan beraat kararları yağmasını birlikte okumak gerekir.
Tüm bu vesayet geçidine eski Başsavcı Nuh Mete Yüksel de, "Erdoğan yargılanmalı" diyerek eklendi. Şimdi mikrofon 367 Sabih'te, o da Cumhurbaşkanı adaylığını engellemeye çalıştığı Gül'le bu saadet tablosundaki yerini almalı diye düşünüyorum.
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi: "Türkiye'nin, terörle mücadeleden ekonomiye kadar her alanda tarihinin en büyük mücadelelerinden birini verdiği şu dönemde, ülkenin ve Milletin dikkatini dağıtmak, enerjisini heba etmek isteyenlere izin vermeyeceğiz."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA