Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

Yargıtay’ın babalarına sesleniyorum

Bursa'da bir kamu kurumunun müdürü, emri altında çalışan bayan memurun kalçasına dokunmuş. Olay sonrası gözyaşlarına boğulan genç kadın, konuyu yargıya taşımış. Bursa 5. Ağır Ceza Mahkemesi, 'cinsel saldırı gerçekleşmiştir' kararı vermiş. Ancak temyiz makamı Yargıtay, 'Müdür babacan tavır sergilemiştir' diyerek oy çokluğu ile mahkumiyet kararını bozmuş.
Haber böyle. Detaya bakınca, müdürün daha önce de aynı mağdureye "Maşallah fıstık gibisin, çok güzelsin" dediği de görülüyor.
Yargıtay'ın karar metnindeyse, "Olayın intikal şekli ve zamanı, tarafsız tanık K3'ün iş yerinde gördüğü sanığın babacan bir tavırla hareket ettiğine dair ifadesi ortadadır. Diğer tanık beyanları, CD içeriği ile tüm dosya kapsamı nazara alındığında sanığın aynı yerde birlikte çalıştığı mağdurenin vücuduna dokunması şeklindeki eyleminin cinsel amaçla gerçekleştirildiği hususunun şüphede kaldığı..." Müdür, çalışanının poposunu ellemiş. Olayın tanığı da var ama tanık -yani o müdürün başka bir çalışanı- "babacan" şekilde ellediğini söylediği için söz konusu tacizci müdür Yargıtay tarafından beraat ettirilmiş. Karara şerh düşen sadece bir üye olmuş ve isabetli ifadelerle vicdanını kayda geçirmiş.
Başkanından ceza daireleri başkanlarına, Genel Sekreteri'nden yardımcılarına hepsi erkek olan Yargıtay üyelerine sormak isterim. Sizin kız evlâdınız yok mu? Varsa, onun müdürü tarafından ne bağlamda olursa olsun poposunun ellenmesine 'babacan adamdır' gerekçesiyle razı olur muydunuz?
Olmaz iseniz, bu karar sizlere yakışmamıştır. Bu karar, tacizcileri cesaretlendirecek bir emsal olup, kara bir leke olarak Yargıtay içtihat tarihine geçmiştir. Çok değil, 14 sene önceki Yarg ıtay kararı, sokak ortasında bir genç kadının poposunu elleyen tacizciyi altı ay hapse mahkûm etmişti. Ne oldu da bugün, üstelik altında çalıştığın birisini şikâyet etmek psikolojik olarak çok daha zorken, mağdureye sahip çıkmadınız?
Boşanan kadının çocuğuna babasının soyadının verilmemesine imkân tanıyan, geleneksel aile yapımıza ters düşen Yargıtay kararları bir yandan, tacizcileri mutlu edecek bu kararlar bir yandan... Gidişat üzücü.

Birleşik Maşa Emirlikleri
Ünlü "Arabistanlı Lawrence" filminde bir sahne vardır. Şam, Şerif Hüseyin ve Britanya işbirliğiyle işgal edilmiş, şehrin yönetimi bölüştürülmektedir. Hüseyin, su tesisinin Araplar'da kalmasını ister. Britanya temsilcisi "Kendiniz yönetemezsiniz" der. Hüseyin, "Yardıma açığız" der. "O zaman tesiste Britanya bayrağı asılı olmalı" denince, Hüseyin kabul etmez. Britanyalı temsilci, İngiliz aklının özeti olan şu cümleyi kurar: "O halde bir Britanya su tesisinin üzerinde Arap bayrağı olacak."
Birleşik Arap Emirlikleri dedikleri de aşağı yukarı budur. İsrail'in, İngiltere'nin ve Fransa'nın çıkarları ile kendi varlığını birleştirmiştir. Dalgalanan onun bayrağıdır ama içerdeki hikâye başkadır. Empreyalistlere sadece fiziki sınırları çizdirmemiş, varoluşunun sınırlarını da dikte ettirmiştir. O yüzden Libya'ya dair BAE parmağı olan her ne varsa, sadece parmağa bakmakla yetinmek ahmaklık olacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA