Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HİLAL KAPLAN

‘Ürettiğiniz yata da çoraba da talibiz’

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ziyareti sırasında görüştüğüm ticaret dünyamızın önemli bir ismi, kendisine ülkenin önde gelen bir isminin böyle söylediğini aktarmıştı. Gerçekten BAE gibi uzun süre Türkiye karşıtı eksende yer alan bir ülkenin liderinin önce Ankara'ya gelmesi ve ardından Cumhurbaşkanımız ile beraberindeki heyeti bu kadar büyük coşku ile karşılaması analize muhtaçtır.

PEKİ NEDEN TÜRKİYE'YE GELİYORLAR?
2017'de BAE-Suudi Arabistan liderliğinde Katar'a uygulanan ambargoda Türkiye ilkesel bir kararla ülkedeki askeri üssümüzün de tahliye edilmesini dayatan talep listesine karşı durdu.
CHP'nin ülkemizi küçük düşürme pahasına "Para dilenmeye gittiler" muhalefetinin en küçük bir doğruluk payı olsaydı, Cumhurbaşkanı Erdoğan, BAE'ye rağmen ilkesel bir kararla Mısır'daki darbede devrilmiş seçilmişleri savunmaz, tüm Körfez'in boğmaya çalıştığı Katar'ın da yanında durmazdı. Ticaret gemisini yürütür, gerisine karışmazdı.
Ama netice ne oldu? Katar'a abluka kalktığı gibi dayatılan hiçbir şarta da boyun eğilmedi. Türkiye hem Katar'daki askeri üssünü korudu hem de BAE'nin talebi üzerine ilişkilerini tekrar kaldığı yerden daha büyük coşkuyla devam ettirebildi.

İSRAİL KONUSU FARKLI MI?
Tüm mali ve siyasi bedelleri göze alarak "One minute" diyen, ilk kez bir İsrail Başbakanı'na özür dileten, Birleşmiş Milletler çatısı altında "İsrail'in sınırları neresidir?" diye sorup Arap dünyası kafasına kuma gömmüşken Netanyahu'ya Kudüs'ün başkent ilan edilmesi kararı sebebiyle en sert cevabı veren Erdoğan iken İsrail Cumhurbaşkanı Ankara'ya gelmek istiyor. Çünkü Mavi Vatan'dan Yunanistan ile bir olup bizi dışlamaya kalkan İsrail, kazın ayağının öyle olmadığını anladı.
Türkiye hem BAE hem de İsrail ile ilişkilerinde pozisyonundan taviz vermeden ilerledi. Neticede gelmek isteyene de "gelme" demedi. Mevzu özetle budur.

***


TAN BASKINI 2.0
Mersin Haberci Gazetesi, "Milyarlık vurguna göz mü yumuluyor?" başlığıyla bir haber yaptı. Kısaca, CHP'li Mersin Büyükşehir Belediyesi'nin entegre atık ihalesindeki olası bir yolsuzluğuna dikkat çekti.
CHP ne yaptı? Mersin Gençlik Kolları'ndan 50 kişilik bir grubu gazetenin üzerine saldı. "Burada 300 kişi de toplarız, 3 bin kişi de. Herkes aklını başına alsın" diye bağıran elebaşları eşliğindeki 50 kişi, gazeteyi ve gazetecileri yumurta ve boya yağmuruna tuttu. Ofisteki iki gazeteci baştan aşağı boyaya bulandı.
Üstelik bu baskını, genel başkanları Meclis'te basın özgürlüğü nutukları atarken gerçekleştirdiler. CHP'nin hoşuna gitmeyen yayınlara muamelesini Tan baskınından hatırlıyoruz. Ama bilsinler ki Türkiye artık tek parti iktidarı zamanında değil. CHP Gençlik Kolları, CHP Eşkıya Kolları diye anılmak istenmiyorsa akıllarını başlarına alsınlar.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA