Önceki akşam 1971'den beri Ülker'de çalışan Metin Yurdagül için Ülker Grubu'nun patronu Murat Ülker ve Kurumsal İletişim Genel Müdürü Zuhal Şeker'in ortaklaşa düzenlediği akşam yemeğindeydim.
Metin Yurdagül aslında gruptan kopmuyor. Kopması da mümkün değil. Yaptığı işe gönülden bağlı insanlardan biri O. Sadece grubun 'sözcüsü' görevini bırakıyor. " Artık bu işi başarılı yapan bir ekip var. Benim misyonum tamamlandı" diyor. Ülker biz gazeteciler için çok yakın bir tarihe kadar son derece kapalı bir şirketti. Patronlarını asla ortalarda göremez, bir yemekte bir araya gelemezdik. İşte özellikle o yıllarda Ülker'in Murat Ülker'in deyimiyle "Terem Yağ, Bizim Yağ" gibi pek çok markasının geliştirilmesinde bizzat emeği olan Yurdagül'ün bizim için önemi büyüktü. Şimdi de büyük, yanlış anlaşılmasın. Ama o dönemde Ülker'in konuşan yüzüydü. Bir ara Murat Ülker de bu konuya değindi zaten. Yurdagül önce gider patronlarıyla konuşur, bizim yerimize soruları da sorar, cevapları alır, sonra karşımıza çıkarmış. Yemekte sohbet ederken söz yine margarine geldi. Yıllardır Yurdagül margarinin söz edildiği kadar sağlığa zararlı olmadığını, içinde trans yağ bulunmadığını anlatıp duruyor. "Margarinin hakkını yiyorlar" demekten kendini alamadı yine. Önceki bir sohbetimizde de şöyle demişti. "Şelale Hanım lütfen bana bakar mısınız? Yaşımı biliyorsunuz. Ben bu yaşıma kadar margarin yedim. Ama tabii sürekli değil. Ve bakın bu yüzden bir sağlık sorunum da yok."

2009'un barış yılı olmasını diliyor, yeni yılınızı kutluyorum.