Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞELALE KADAK

20 milyon $ harcadık sonra geri dönemedik

Dinlediğim en uçuk yatırım hikâyelerinden biri oldu. 35 milyon dolarlık bir otel yatırımına girişip, şu ana kadar 100 milyon dolar harcayan bir işadamıyla tanıştım Antakya'da.
Şehrin herhangi bir yerinde toprağı kazsan mozaiklerin fışkırdığı bir kent bana kalsa tümden SİT alanı ilan edilmeli ama hayatın gerçeğine uymuyor bu.
"Dünyanın ilk müze oteli"ni duydunuz mu bilmiyorum. Yapımı 2009'da Antakya'nın göbeğinde başlamış, temel kazılırken zeminde mozaiklerle karşılaşılınca tüm proje alt-üst edilmiş ve öncelik arkeolojik kazılara verilmişti. İşte bu yatırımın sahibi Antakyalı iş insanı Necmi Asfuroğlu'yla 850 metrekareyle dünyanın tek parçadan oluşan en büyük mozaiğinin de gün yüzüne çıktığı ve üzerinde mimar Emre Arolat'ın çizdiği bir hayli ilginç tasarımıyla otelin yer aldığı müze otel şantiyesinde görüştük.
Asfuroğlu, arsada mozaik çıkınca inşaatı durdurup 1.5 yıl arkeolojik kazı yaptırıyor. Bakanlık onaylı, Prof. Dr. Haluk Abbasoğlu gibi önemli isimlerden oluşan danışma kurulunun takibinde yapılan kazılarda Helenistik, Bizans ve 5 ila 6'ncı yüzyıl Roma kalıntıları ortaya çıkıyor. 2011'de inşaata başlıyorlar. İzmit'ten özel olarak yaptırılan 66 adet çelik boru, mozaik zemini tamamen açıkta bırakacak şekilde monte ediliyor ve otel de bu boruların üstüne kuruluyor. Bir otel düşünün tamamen yerden kopuk. Otelin konteyner şeklinde kutucuklardan oluşan hangi odasından çıkıp zemine baksanız sizi, dünyanın en muhteşem mozaikleri karşılıyor. Asfuroğlu, kullanılan 16 bin ton çeliğin 25 milyon dolara mal olduğunu söylüyor ve işte sonrasında beni hayrete düşüren cümleler geliyor:
"35 milyon dolar civarında bir yatırım planlamıştık ancak 100 milyon dolara çıktı maliyetimiz. Projede ciddi revizyon oldu. Bu mozaiklerin burada bulunması Allah'ın bir lütfu. Bir bilim heyetinin yol göstermesi, devletin arkasında durması da öyle. Bu iş ticari olmaktan çıktı, hiçbir zaman geri dönmeyecek. Aile bireyleri karşı çıktı. 'Bizim işimiz değil' dediler. Bana 'çok mu varlıklısın' diyenler oldu. Değilim ama gönül zenginliği var. Bir de şu var. Bir noktadan sonra geri dönemiyorsun. Bu yatırımı öz sermayemizle yapıyoruz. Hilton ile 2009'da anlaştık. İlk başta arkeolojik kazılar için 29 sondaj kuyusu açtık. Bilimsel kazılardan sonra geri dönülmez bir nokta oldu benim için. 20 milyon dolar harcamışken devlete gittik, burayı siz alın devam edin, başka bir yerde yatırım yapalım dedik. Biz çalışırken hiçbir esere zarar vermedik, çok özenli davrandık. Devlet bunu gördü, 'Bizden çok daha iyi çalışmışsınız, hayırlı olsun, devam edin' dediler. Müzeyi yapıp devlete hibe edeceğiz."
İki gün geçirdiğim Antakya'dan farklı bir pencere açtım sizlere. Muhteşem mozaikler sadece Asfuroğlu'nun arazisiyle sınırlı değil, devam ediyor ancak ne yazık ki yerleşim yerlerinin altında.
Anadolu'nun ilk camisi olarak bilinen Habib-i Neccar Camii, hristiyanlığın ilk ibadet yeri sayılan St. Pierre Kilisesi, dünyanın en büyük mozaik müzesi de Hatay'da.
Bugün sayıları 500 bine ulaşan Suriyeliler'in göçü ve de 45 dakika mesafedeki Halep'teki bombardımanlar nedeniyle zorlu günler geçirse de Antakya-Hatay'ın yıldızı, son günlerde çok kuvvetli parlıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA