Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Uzun ömrün şiiri

Arif Damar öldü. 1940 şiirinin, Toplumcu Gerçekçi şiirin adlarından birisiydi. Edebiyat tarihçileri dışında kimsenin belki artık edebiyatçıların bile hatırlamadığı bu sıfat şiirlerini, yazılarını 1940'lı yıllarda yayınlayan toplumcu şairlere, yazarlara veriliyor. Türk edebiyatında çok tartışılmış bir akımdır. Aynı yıllarda Orhan Veli ve arkadaşları şiiri anlamdan, toplumsaldan soyutlayan şiirler yazıyordu. Bunların bazısı "anlamsız" lığı da şiirleştiren verimlerdi. Orhan Veli'nin meşhur "cımbız-ayna" şiiri, "bir de rakı şişesinde balık olsam" mısraı, "yazık oldu Süleyman Efendiye" dizesi hep bu minval üzere yapıtlar diye düşünüldü.
Bu değerlendirme ne yalandı ne yanlı. Yıllar sonra kendisini bu kuşağın bir mensubu olarak gören Attila İlhan gerekçesini açıkladı. Dedi ki, 1940'lı yıllar Avrupa'daki Faşizmin İsmet Paşa eliyle, aracılığıyla içeriye taşındığı, insanlara göz verilip ışık verilmeyen yıllardı. Dünyada savaş ve yoksulluk, acı ve kahır vardı. Solcular bu dertleri şiirlerine aktarırken ve üstelik de geleneksel şiirden şöyle veya böyle yararlanırken Orhan Veli ve kardeşleri cımbızla, aynayla falan uğraştılar, uydurmacılık yaptılar. Daha da beteri vardı: toplumsalcılar "içeride" iken, polisin, sürgünün, işkencenin zilletinden geçerken, onlar devlet dairelerinde çalışıyor, devletten maaş alıyordu.
Gerçekten öyleydi. Kılı kılına böyleydi. Benzeri bir gelişme edebiyatımızda İkinci Yeni diye bilinen akımda da kendini gösterdi. 1950'li yılların sonuna doğru Menderes diktası döneminde şairler bir kere daha kapalı, anlaşılmaz, manası karnında şiirler yazdılar.
Bunlar edebiyatın sosyolojiyle olan ilişkisi... Ama edebiyat bundan ibaret değil. Bu söylenenler doğru olmakla birlikte, her iki akımın da şiirsel söylemi, edebiyatın estetik boyutlarını genişleten, derinleştiren etkisini ortadan kaldırmaz. Edebiyat bu akımları yaşadıktan sonra "imge" (imaj) ile daha yakın, saha sağlıklı bir ilişki kurdu. Zaten tartışma da oradan başlamıştı. Attila İlhan Birinci Yenicilerin imgeyi yok saydığını, İkinci Yenicilerin imgeyi abartıp ona boğulduğunu söylüyordu. Nitekim içlerinde Arif Damar'ın da olduğu birçok şair zamanla Toplumcu Gerçekçi şiirin temel dünya görüşünü terk etmeden şiirlerini İkinci Yeni'nin getirdiği olanaklara açtı. Bazı şifalar bazı zehirleri tatmadan bulunmuyor.
Benim Arif Damar'la hiç yakın ilişkim olmadı. Birkaç kez, o da birkaç yıl önce, ayakta karşılaştık. O zamanlar yaşı 80 civarında olmalıydı. Uzun sigarillolar içiyordu. Çenesinde komik bir sakal vardı. Fakat hafızası hayret verici bir berraklık içindeydi. Bizi tanıştırdılar mı, bilmiyorum. Enver Ercan'ın orada olduğunu hatırlıyorum. Fakat beni tanıdı. "Bir dönem Attila'nın etkisindeydin..." dedi. Ben de "şimdi geçti mi?..." deyince o dahil hepimiz gülüştük. Demek yazılan her şeyi okuyordu. Daha sonra bir kere daha gördüm onu. Gene yanıma geldi, elimi tuttu, "sen" dedi "bilmezsin Attila casustu. Tamamen MİT'in adamıydı. Biz bilirdik... Hepimiz hapisten ve işkenceden geçtik. Parmaksız Hamdi (İstanbul Emniyet Müdürü) bir tek ona dokunmadı..." Ne diyeceksin? Dinledim. "Bir gün buluşalım ben sana uzun uzun anlatayım" dedi, ayrıldık. Öldü, ebediyen ayrıldık.
Bu kadar. Fakat sonra hikâyelerini duydum. Bir edebiyatçıyı bastonuyla dövmüş. Kendisine kısa bir süre oturması için verilen evden, "burada çok iyi şiir yazıyorum" diye altı aydır çıkmıyormuş falan. Şairler bir tür destan kahramanıdır. Efsaneleri bitmez. Ama önce şiir gelir sonra mitoloji. Kötü şairlerin söylencesi olmaz. Tükenir gider.
Bazı ozanlar yaşamlarıyla, yaşantılarıyla önemlidir. Fakat şiiri çok kötü bir şair sadece yaşantısıyla ayakta kalamaz. Arif Damar dürüst bir ozandı. İnançlarına sonuna dek sadık kaldı. Büyük bir şair değildi. Şiiri yenileyecek ölçüde önemli girişimleri olmadı. Ama bir düzeyin de altına hiç düşmedi şiiri. 15 yaşında başladığı şairliği 70 sene sürdürdü.
Şiirin uzun ömrü oldu ve uzun ömrün şiirini yazdı. Şiirinin ömrü de bu denklemde gizli kalacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA