Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Mezhep kavgasının müsebbibi

Ben OD'da kendini gösterecek/ gösteren mezhep kavgası hakkında daha farklı düşünmeye başladım.
Davutoğlu, bölgede bu zemine oturmuş bir çatışmanın körüklenmeye başladığını söylüyor. Yeni bir Soğuk Savaş dönemini işaret ediyor. Çok önemli bir saptama. Uluslar etnik çatışmalara son verir ama tarihin çok örnekle gösterdiği gibi mezhep kavgalarını insanlık unutmuyor. Unutmadığı gibi aşamıyor da. Şimdi eğer OD böyle bir kavgaya sürükleniyorsa, ortada vahim bir durum var. Zaten hassas olan bir denge iyice bozulacak demektir. Şii- Sünni çatışması hızla alev almış bir benzin sızıntısı gibi yayılacaktır.
Bunlar iyi kötü bilinen şeyler; ilginç olanı bu kavganın çıkmamasının ne kadar istenip istenmediği. Davutoğlu, Türkiye'nin endişesini dile getirdi. Ama aynı Türkiye paldır küldür o kavganın içine itildi. Veya düştü. Başbakan, Irak'ta Sünni liderin yaşadıklarına bakarak Şii lidere çatabildiği kadar çattı, çok ağır bir üslupla yüklendi. Yani işin özü biz bu kavgaya dahil olduk. Kavgayı en azından kabul ettik. Şikâyet ediyoruz, rahatsızlık duyduğumuzu, kavgadan, belirtiyoruz ama kavganın içindeyiz.
Neden, ne var bunun arkasında?

***

ABD var. Benim aykırı düşündüğüm yer de burası. Çünkü o da kavgayı istemiyormuş gibi davranıyor ama el altından kışkırtıyor. Şaşırtıcı gelmesin bu yargı. Bir hafıza yoklaması yeter işin gerçeğini yerine oturtmaya. ABD, Irak'tan çekiliyor. K.Irak'ta bir Kürt devleti kurmak dışında hiçbir şey başaramadan ABD Irak'ı bırakıyor. Şimdi ortaya çıkacak durumun iki önemli boyutu var: birincisi, Türkiye'nin bu vakumu doldurmasını istemek, beklemek. İkincisi, daha geniş bir açıdan bakıp, daha genel bir çözüm bulmak.
O tür çözümlerden biri var ki, daima ABD politikalarının ayrılmaz parçası oldu: bölmek. Doğal, tüm imparatorluklar, tüm büyük kuvvetler aynı yöntemi denedi, uyguladı ve olumlu sonuçlar elde etti. 1970'lerde ABD o yöntemi Türkiye'de uyguladı, iç savaş çıkardı, sonra darbelere destek verdi. Aynı uygulamayı dünyanın başka yerlerinde gerçekleştirdi. Şimdi OD'da kullanıyor.
K.Irak'ta bir Kürt devletinin kurulması aynı mantığın uzantısıydı ve Türkiye'ye karşı bir tampon tasavvuruydu o yeni devlet. Asla sonuna kadar güvenmediği, kendisi de bir büyük ve belirleyici devlet olan Türkiye'ye karşı o bölgede uydusu olabilecek bir ikinci devlet aradı ve bunu da Irak'ın ve bölgenin etnik haritası içinden Kürt devleti olarak çekip çıkardı. Ama işler tersine döndü, o devletin en büyük hamisi Türkiye oldu, başka hikâye.
***

Aynı ABD bu defa mezhep çatışmasını el altından körüklüyor, destekliyor, kışkırtıyor. Bir taşla kim bilir kaç kuş vurmanın hesabında ABD: Şiiler üstünden İran'la hesaplaşmasını kontrol edecek. Sünnilerin ortaya koyacağı mutlak hâkimiyeti Şiilere göz kırpıp destek vererek denetim altında tutacak. İsrail'in bölgede bu yoldan manevra alanı kazanmasına fırsat verecek. Türkiye'nin pozisyon almasını zorlaştıracak. Daha ne olsun?
OD işleri böyledir, ABD işleri daha çok böyledir. Kırk ölçüp bir biçmeli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA