Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

CHP siyasal bir parti değil...

Emine Ülker Tarhan istifa etti. Daha ne kadar zaman önce yazmış ve CHP'nin yaşadığı gerilimin, içindeki ulusalcılarstatükocular çatışmasının partide yarılmaya yol açacağını belirtmiştim. Olanlar oldu. Şimdi bir başka beklenen şey, hatta gecikmiş olarak, cereyan etti ve Süheyl Batum'un da partiden kesin ihracı istendi. Onları başkaları izler mi, bilemem. Beni ilgilendiren CHP'nin buradan nereye gideceği. Daha doğrusu gitmeyeceği.
Şundan: CHP'deki tartışma yeni değil. Yeni olmadığı gibi bir gölge boksu. Yani, bu partide kendisini ulusalcı diye tanımlayan bir kanat var. Bu kanat, daha önce çok yazdığım gibi, CHP'nin Altı Okundan biri olan Milliyetçilik kavramının Türkçesi olarak Ulusalcı değil. İçlerinde bazılarının bizzat örgütleyicisi de olduğu üzere, 2007 dolaylarında doruk noktasına çıkmış, asker tarafından yönlendirilen, sol gibi görünen ama özünde devletçi, militarist, laisist, Kemalist bir kanat. İllüzyonu, bu takımın o solumsu görüntüsü oluşturuyor. O sol, bildiğimiz anlamda bir sol değil. Türkiye'de ordunun tanımladığı ve arkasında olduğu bir sol. Yani laisizmi, Kemalizmi ve devletçiliği kendisine şiar edinmiş bir sol.
Bu kanadın karşısında yer alanlar kimler? Bu sorunun berrak bir cevabı olmadığından, parti içindeki çatışma gerçekten bir gölge boksuna dönüşüyor. Parti içinde bir iktidar var. Kılıçdaroğlu bütün teşkilatla birlikte o iktidarı temsil ediyor. Başlangıçta o da ulusalcı eğilimler taşıyordu. Ulusalcıları partiye kabul eden de oydu. Aynı terimlere referans verse bile en azından parti içi siyaset bakımından şimdi onlara biraz daha uzak duruyor.
Fakat Kılıçdaroğlu onlara karşı tavır alırken gerçek bir sol anlayışa dayanmıyor. Ayrıca nasıl dayansın? Hangi müktesebatı buna yeter? Ak Parti karşıtı, daha ziyade Erdoğan karşıtı bir söylemle desteklenen gayet merkezci bir siyaseti savunuyor. O dahi çok müphem. Kaldı ki, merkez siyaseti gene laisist, gene popülist bir yaklaşım içeriyor. Fakat öte yandan belediye seçimlerinde MHP ile temas etmiş, CB seçimlerinde daha da sağa açılmış bir anlayış bu.
Ulusalcılar solculukları bağlamında ama daha doğrusu laikçilikleri bağlamında bu tutuma karşı çıkıyorlar. Yerden göğe kadar da haklılar, kendi içlerinde ve sadece bir partinin iç tutarlılığı bağlamında.
Böylece ortaya çıkıyor CHP'deki gerçek sorun. Bu en geniş manada bir kimlik bunalımıdır. CHP nasıl bir partidir, hangi ideolojinin partisidir, bu sorunun cevabını parti kadroları da yönetimi de veremiyor. Kemalist derken Kemalist değil, solu hiç telaffuz etmeyen, ettiğinde de soldan sadece Kemalist bağlamı anlayan, kısmen Ulusalcı, kısmen sağa kaymış bir parti bugün CHP. Bana sorarsanız iki sağ arasında sıkışmış bir parti CHP.
Daha genelleştirerek söylersek, bu bunalımı ikilidir. Bir yanda daha sağa kaymasının getirdiği sıkıntılar var. Partide kendisini Kemalist/ Ulusalcı sol diye görenler Yavaş gibi, İhsanoğlu gibi, Bekaroğlu gibi isimlere tepki gösteriyor. Bu, geleneksel laikçi bir tepkidir. Bundan öteye geçen bir sol muhakeme söz konusu değildir.
Daha da kısası şu: daha sol olamadığı için sağ kayıyor ve kendi içinde geriliyor CHP. Daha Kemalist çizgide kalsa bu ideolojinin yaşadığı bunalıma bağlı olarak erozyona uğruyor. Yani, evet, iki sağ bir sol etmiyor. Aldığı oy Ak Parti karşıtlarının tepki oyudur. Belki çekirdek bir geleneksel oy da buna dahildir. Buna yeni sosyolojilerle kitle bağı kuramadığını eklerseniz, CHP'nin eriyen ideolojilere dayalı bir kültürel parti olduğunu söyleyebilirsiniz. Kültürel- tepkisel bir parti CHP. Siyasal bir parti değil, siyaset yöntemi bakımından.
O zaman şu ayrımı yapmanın zamanı geldi, geçiyor. CHP'li olmak sol olmak değildir. CHP tabanında gerçek soldan bir kesim vardır. Fakat esamisi okunmaz. Oysa onun varlık göstermesine ihtiyaç var. Bu ihtiyacı hem Türkiye hem CHP duyuyor. Fakat bu CHP'nin kendini dönüştürmesi anlamına gelir ki, o gerçekten olanaksız görünüyor.
Belki Padişahım derya tutuşa lafı sanki bu iş için söylenmiş...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA