Öyle anlaşılıyor ki, uzun bir süre PKK ile yakınlaşmış olan siyasi kadrolar da, onlara entelektüel destek veren çevreler de önümüzdeki dönemde ciddi ve önemli bir sarsıntı geçirecek.
Bunu sağlayan doğrudan doğruya HDP'nin gösterdiği tavır değişikliği.
Öyle denemese bile yeni politika arayışı.
***
7 Haziran seçimlerinden sonra
Kandil'le İmralı arasında bir tercih
yapan ve
Kandil'in sertlik yanlısı politikalarını benimse- yen
HDP, şimdi,
Öcalan'ın varlığını
yeniden hatırlayarak ve hatırlatarak
bu
politika değişikliğinin işaret fişeklerini atıyor.
Bu gelişmenin arkasında
Türkiye'nin
Rusya ile ilişkilerini düzeltmesi ve
Suriye'ye girmesi var.
PYD/YPG konusunda henüz
Amerika ile tam bir mutabakata varılmadı. Ama
Türkiye isteklerini daha rahat şekilde duyurup dinletiyor.
Nihayet örgüt
Fırat'ın doğusuna çekildi ve bu gelişme
yeni dönemi tayin etti. HDP'yi
bugünkü arayışına zorladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından
ABD'nin
Türkiye ile birlikte
Rakka'da ortak bir eylem
yapmayı planladığını öğrendik.
Rusya'yla düzelmiş ilişkilere bu yeni açılımı da ekleyince '
yeni dönem' kavramı daha da somutlaşıyor.
***
Öte yanda geçen sene hazirandan beri devam eden ve
PKK'ya moral planda da askeri planda da büyük güç kaybettiren
şehir/hendek savaşlarından sonra HDP'nin daha fazla aynı
Kandil mevziinde kalamayacağı belliydi.
Neticede HDP hamlesini yaptı ve şimdi
Öcalan'ı yeniden oyuna dahil etmek istiyor.
Onun nispeten
şiddetten uzak duran yaklaşımı,
devletle öteden beri kurduğu ilişki,
Kürt kamuoyu üstündeki etkisi
HDP'deki kanamaya bir turnike
işlevi görür diye düşünülüyor.
Doğal olarak belli bir
entelektüel çevre de bu yönde
hareket ediyor.
***
Her şeyden önce bu hamlenin hayli
gecikmiş olduğunu belirtelim.
Hele
FETÖ-PKK ilişkisi büsbütün
ortaya döküldükten
sonra şimdi
böyle bir talepte
bulunmak gecikmenin
ötesinde
biraz
çaresiz de görünen bir
duruş.
Keşke HDP
şiddetle arasına çok daha önceden bir
mesafe koysaydı.
O halde diğer konularda da biraz daha inandırıcı olabilirdi.
Daha işlevsel olabilirdi.
Bunu yapmadığı için neredeyse
gerçekliğini yitirme noktasına geldi ve şimdi bir kere daha ayakta kalmaya,
siyasal hayata tutunmaya çalışıyor.
***
Bütün bunlar, daha önce de belirtmiştim,
HDP'nin siyasal bilincinin, birikiminin sonuna gelmesinden kaynaklandı.
Gene de
Kandil'den uzaklaşacaksa,
şiddetle arasına mesafe koyacaksa bu önemli bir gelişmedir. Ama bunun için şimdi daha uzun bir yol yürümesi, daha çok zaman harcaması, kamuoyunu ve özellikle siyasal iktidarı ikna etmesi gerekecek.
Üstelik bu aşamanın
çözüm olmadığını da bilmek şart.
Ulusal bir sorun olmaktan
uluslararası bir sorun olmaya yönelmiş
Kürt konusunda Türkiye'nin o uluslararası plandaki hamlelerini beklemek de bir başka zorunluluk.
Bu bir kavşak.
HDP bakımından hayati derecede önemli.
Sadece
soyut bir HDP olarak değil
Kürt halkının siyasal ve demokratik geleceği için de bu kavşakta
şiddet dışı, demokratik bir pozisyon alması sayısız yarar sağlayacaktır.
Türkiye'nin Kürtleri Türkiye'nin dışında değil,
çünkü.