Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

‘Yapay Zeka’: Medeniyet için fırsat mı, tehdit mi?

21. Yüzyıl'ın önemli 'megatrend'lerinden birisi olan 'süpersonik dijitalleşme', yani inanılmaz bir hızla ilerleyen dijital dönüşümün en popüler alanlarından birisi 'yapay zeka'. 'Yapay zeka' pek çok sektör ve alanda, insanoğlunun yaşamını kolaylaştıracak bir mecra olarak görüldüğü kadar, entelektüel kanaat önderlerinin anlamlı bir bölümü tarafından, kimi teknoloji platformlarında medeniyeti tehdit edebilecek, kendi kendine geliştirmeyi sürdüreceği 'mantık' ile, insanoğlunu tehdit edebilecek bir uygulama alanı olarak da görülüyor. Bu nedenle, yapay zeka alanındaki her gelişme, her yeni tecrübe, olumlu olan yönleri kadar, endişelendiren yönleri itibariyle de bir numaralı tartışma konusu.
Savunma endüstrisinden, imalat sanayinin farklı alanlarına, üretim proseslerinde, akıllı cihazlarda, 'her şeyin interneti' olarak adlandırılan mecrada, kendi kendine konuşabilen tüm makine ve ekipmanların verimliliği, performansı açısından, yapay zeka süreçlerin etkin kullanımı açısından önemli bir fırsat olarak değerlendirilmekte. Savunma alanında, akıllı silahlar ve akıllı mühimmatların tahribat gücünü arttırabilecek, ülkelere kara, hava, deniz ve uzay savunmasına üstün yetenekler kazandırabilecek bir alan olarak görülüyor 'yapay zeka'. Ancak, bir o a kadar da, insanoğlunun tam olarak kontrolü altında tutabileceği bir teknolojik alan olmayı sürdürecek mi; yoksa bir süre sonra kontrolden çıkan ve tehdit oluşturan bir mecraya dönüşebilir mi, 'yapay zeka' alanının yoğun bir ilgiye mahzar olduğu kesin.
'Yapay zeka' platformlarını bu aşamada en etkin kullanmak isteyen alan 'hizmetler sektörü'. Müşteri ilişkileri, ulaştırma ve lojistik ağı, sağlık hizmetleri, ağırlama endüstrisi gibi alanlarda artan bir talep ve ilgi söz konusu. Müşteri ilişkileri alanında pek çok dünyaca tanınmış şirkete dışarıdan hizmet sunan firmaların bu aşamadaki yapay zeka denemeleri, söz konusu platform aracılığı, müşteri talepleri veya şikayetlerine yönelik cevapların, geri dönüşlerin, iyi yetiştirilmiş bir müşteri ilişkileri uzmanın verebileceği tatminkar, ikna edici cevaplara yüzde 80/85 oranında yaklaşıldığını gösteriyor. Bu nedenle, önümüzdeki 5, 10 yıl içerisinde müşterilere cevap veren tarafın gerçek bir insan olmasından çok, bir yapay zeka uygulaması olma olasılığı hayli yüksek gözüküyor.
Yapay zeka, bu yönüyle, rutin faaliyetlerin, rutin hizmetlerin etkin bir şekilde yönetilmesi adına, günlük çalışmanın yüzde 85'ini kavrayabilirken, geri kalan yüzde 15'lik çetrefilli konulara, daha karmaşık sorunlara etkin ve sürdürülebilir cevaplar ve süreçler oluşturmak adına, profesyonellere önemli bir zaman tasarrufu ve konsantrasyon imkanı sağlayacak bir alan olarak da görülüyor. Bu nedenle, çalışan verimliliği üzerinde önemli etkisi olacağı da düşünülmekte. Ancak, bazı sektörlerde yapılan kamuoyu araştırmaları, çalışan tarafında, yapay zeka nedeniyle işini kaybetme endişesinin yüzde 65 düzeyinde olduğuna; işveren tarafında ise, patronların yüzde 75'inin çalışan profesyonellerin büyük bir bölümünü yapay zeka kullanma kabiliyetleri açısından hala çok yetersiz gördüklerine işaret ediyor. Bu nedenle, yakın gelecekte, çalışma hayatında esas rekabetin yapay zeka uygulamaları ile çalışanlar arasında değil, esas yapay zekayı etkin kullanabilen çalışan ile, etkin kullanamayan çalışan arasında yaşanacağı ifade edilmekte.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA