Türkiye'nin en iyi haber sitesi
KEREM ALKİN

Petrolde kavga ‘ithalatçı’ lehine büyüyor

Geride bıraktığımız hafta sonu OPEC+ ülkelerinin gerçekleştirdikleri video toplantı sonrasında, yeni haftaya farklı coğrafyalarda üretilen petrol fiyatlarında gerileme ile başladık. Suudi Arabistan'ın liderlik ettiği hafta sonu alınan stratejik karara OPEC+ ülkelerinin bir diğer önde gelen ülkesi olarak Rusya'nın da desteği söz konusu. Esasen, petrol fiyatlarının gerilemesi öncelikle Rusya'nın ve bir başka boyutu ile Suudi Arabistan'ın hoşuna gidebilecek bir gelişme değil, hiç kuşkusuz. Bununla birlikte, OPEC+ ülkelerinin petrol fiyatlarında istikrarı sağlamak adına günlük üretim seviyesini yönetme kararlılığına rağmen, alınan prensip kararlara uymayıp aşırı üretime yönelmiş olan Irak ve Kazakistan gibi ülkelerin bir nevi cezalandırılmalarına yönelik bir süreç de devrede.
Pazartesi günü itibariyle, Rusya'nın ana ihracat petrolü olan Ural petrolünün varil fiyatı 57 doların altını gördü. Rusya'nın 2025 bütçe dengeleri açısından öngörülen 70 dolarlık varil fiyatının oldukça altında bir fiyattan söz ediyoruz. Rusya'nın bütçe gelirlerinde hedefte sapma adına önemli bir risk anlamına gelen bu fiyat düzeyine bağlı olarak, Rusya Ekonomi Bakanlığı da 2025 yılı için ekonomik büyüme tahminini yüzde 2,5'ten yüzde 1,8'e çekmiş durumda. Rus bakanlık brent petrol fiyatının 2025'te ortalama 58,1 dolar, 2026'da ise 50 dolar olacağını; Ural petrol fiyatları için ise yine 2025'de 48,8 dolar seviyesini öngörmekte. Bu fiyat öngörüsü Rusya'nın bütçe dengeleri için adeta bir gereklilik olan 75 doların hayli altında bir fiyat anlamına geliyor. Buna rağmen, Suudi Arabistan'ın aşırı üretim yapan ülkeleri cezalandırma kararına Rusya'nın desteği not alınmalı.
Günün sonunda, Ural petrolünün 60 doların altına inmesi, Ukrayna Savaşı yaptırımları nedeniyle Rusya'ya uygulanan 60 dolar seviyesi ile sınırlandırılmış petrol fiyatları açısından, batılı petrol tedarikçilerinin ve lojistikçilerin yeniden Rus petrolü taşıma imkanı da oluşmuş oluyor. Bu nedenle, fiyatın 60 doların altında olması, Rusya petrolüne talebin artması anlamına da gelmekte. Rusya'nın Suudi Arabistan'ın aşırı üretim yapan ülkeleri cezalandırma inisiyatifine destek olması bu noktada mantık kazanıyor. Nitekim, cumartesi günkü toplantıda OPEC+ ülkeleri haziran ayından itibaren günlük üretimi 411 bin varil arttırmaya karar verdiler. Ayrıca, aynen nisan ayı gibi, mayıs ayında da üretim hacmini üç katına çıkarmaya devam edileceği de unutulmamalı. Peki, Suudi Arabistan küresel petrol fiyatlarını daha da düşürecek böyle bir adımı neden atıyor?
Birincisi, yeniden hatırlatmak açısından, aşırı üretime yönelmiş ülkelerin düşük petrol fiyatıyla daha fazla finansman sıkışması suretiyle cezalandırılmaları. Böylece, bu ülkeler OPEC+ ülkelerinin üretim hacmini yönetme kararlarının dışına çıkmayarak, disipline edilmiş olacaklar. Suudi Arabistan'ın ikinci önceliği ise, göreve gelmesinden memnun oldukları Başkan Trump'ı Amerikan halkına daha ucuz benzin fiyatına kavuşturması noktasında destek vermek. Uluslararası finans kurumları, OPEC+ ülkelerinin son kararı ile, küresel petrol fiyatlarına yönelik 2025 tahminlerini 5 dolar, 2026 öngörülerini ise 2-3 dolar aşağı çekmiş durumdalar. 2025 için artık 55-60 dolar, 2026 için ise 60-66 dolar bandı konuşuluyor. Bu durum, Türkiye gibi enerji ithalatçısı ülkeler için hem enerji ithalat faturasının azalması, hem de düşük petrol fiyatının sağlayacağı dezenflasyon etkisi açısından pozitif bir etki anlamına da geliyor. Bununla birlikte, Trump ticaret savaşlarını yumuşatırsa, petrol fiyatları tekrar kıpırdayabilir. Haziran sonunu bekleyelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.