Türkiye'nin en iyi haber sitesi
RASİM OZAN KÜTAHYALI

Ahmet Davutoğlu ve başkanlık sistemi

Dün Başbakan Ahmet Davutoğlu TRT Haber'de siyasal sistemimiz ile alakalı çok çok doğru analizler yaptı. O programı izleyemeyen okurlarımın konuşmanın deşifresini okumasını tavsiye ederim. Başbakan'ın da söylediği gibi şu anki amorf parlamenter sistem yürümüyor. Ahmet Hoca'nın tabiriyle Türkiye'nin iyi tanımlanmış bir başkanlık sistemine ihtiyacı var. Bana göre bu sistemin adı dar bölge iki turlu başkanlık sistemi modelidir. Ben bu siyasal sistem meselesi üzerine çok okumuş ve düşünmüş bir adamım. Türkiye en nihayet bu bahsettiğim çözüme gelecektir. Çünkü bizim vücudumuza en uygun elbise bu.

***

Peki nedir iki turlu dar bölge başkanlık sistemi modeli? Kolaylık olması için rakamları yuvarlayalım. Türkiye'nin nüfusu 80 milyon ve Meclis'e, 400 milletvekili seçeceğiz -Diğer 200 tane milletvekili de Türkiye milletvekili olmalı. Toplam 600 sandalyeli TBMM olmalı. Böylece sistem dengede olur.- Yani her 200 bin vatandaşımızı Meclis'te bir milletvekili temsil edecek. Bu durumda, ülkede 200bin nüfuslu 400 seçim bölgesi belirlenir. Örneğin İstanbul'un Zeytinburnu ilçesinin nüfusu 800.000 ise, ilçe 4 seçim bölgesine bölünür. Her parti bu dört bölgeden ayrı ayrı adaylarını belirler. İşte dar bölgeli seçim budur. 200 bin vatandaşımızın yaşadığı, takriben 120 bin seçmenli coğrafi bir bölgeden, o bölge halkıyla iç içe olmuş, tanınan, sevilen bir kişinin seçilerek, sadece o seçim bölgesinde yaşayanları temsil etmek üzere TBMM'ye girmesidir.
***

Seçimin iki turlu yapılması demek, bu bölgeden en çok oy alan ilk iki parti adayının bir hafta sonra tekrar bir seçime girmesi demektir. Pusulada iki aday olunca, adaylardan biri mutlaka %50'den fazla oy alacağından, bölge halkının yarısından fazlasının oylarıyla seçilip Meclis'e gönderilmiş olacaktır.
***

Yıllardır bizlere yutturulan bir hap vardır: Ülkede demokrasi var, halk hür iradesiyle istediğini seçip Meclis'e yolluyor. Oysa, 4 senede bir önümüze konulan sandığa gittiğimizde acaba oy verdiğimiz insanları tanıyor muyuz? Yoksa mevcut sistemde kim olduğunu bilmediğimiz, tanımadığımız insanları sözde bizi temsil edip, çıkarlarımızı korusunlar diye seçmek için mi sandığa gidiyoruz?
***

Dar bölge sistemi ile seçilen milletvekili, kendisini her an seçmenine hesap vermeye zorunlu hisseder. Her vatandaş, milletvekilini belediye başkanını tanıdığı gibi tanır. Meclis oylamalarında vatandaş milletvekilinin hangi yönde oy kullandığını izler. Milletvekili, halkın tepkisini çekecek yasa tasarılarına olumlu oy vermeye cesaret edemez. Bir başka deyişle, İstanbul ilinde, Zeytinburnu ilçesinin 4 milletvekili de sadece, kendilerini seçip Meclis'e gönderen Zeytinburnu halkının isteği doğrultusunda oyunu kullanmaya kendisini mecbur hissedecektir. Elbette, tekrar seçilmek istiyorsa.
***

Dar bölge seçim sistemi uygulanan parlamentolarda parti grup kararı alabilmek neredeyse imkânsızdır. Milletvekili hesabını parti liderine değil kendisini seçen 100 bin civarında seçmene vereceğini bilir. Bu gerçek zaman içinde parti başkanlarının milletvekilleri üzerindeki yaptırımı azaltır. Lider sultası dediğimiz problemi ortadan kaldırır...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA