Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

EYT konusunda Kemal Bey gibi düşünüyorum...

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın, son yıllarda ve özellikle seçim süreçlerinde gündeme oturtulan EYT (emeklilikte yaşa takılanlar) konusundaki net açıklaması tartışılıyor:
"Bizim başımıza erken emekliliği dolayanlar bunun bedelini ödeyecek ve ödedi. Niçin erken emeklilik? Ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman emekli olsun ve parasını en güzel şekliyle alsın. Erken emekli olup ikinci iş arayacak ve işsizliğin yükselmesine neden olacak. Bu hesap kötü bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayacağız. Arkadaşlarıma söylüyorum, beni bu yola teşvik etmeyin. Seçimi kaybetsek de olmayacak!"
Muhalefet yüzbinlerce seçmenin talebi olan EYT konusunu ajitatif bir düzlemde hükümeti sıkıştırmak için kullansa da Cumhurbaşkanın popülizme teslim olmaması takdire şayan.
Zira Türkiye'de inşa edilen sosyal güvenlik ve emeklilik sistemi, hükümetlerin günü kurtarma telaşları yüzünden adeta bir canavara dönüştü.
Örneğin Avrupa'da dört işçi bir emekliyi sübvanse ederken, bizde bu oran yaklaşık ikiye bir.
İnsanlar, sosyal devletin güçlü olduğu Avrupa ülkelerinde bile Türkiye'deki kadar erken yaşta emekli olamıyorlar. Kadınlar ve erkekler için emeklilik yaşı Danimarka'da 65, Norveç'te 62, İsveç'te 61. Türkiye'de ise kadınlar 58, erkekler 60 yaşında emekli olabiliyor.

***

Kuşkusuz bu sonucu doğuran, 12 Eylül sonrası işbaşına gelen siyasilerin "erken emeklilik" tuzağına düşmeleri oldu.
Turgut Özal yolu açtı... Süleyman Demirel ve Erdal İnönü'nün bedelini bugün hala ödediğimiz popülizmleri sonucunda da bu ülkede insanlar 35-36 yaşında emekli oldular!
1999 yılında, dönemin Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan tepkileri göze alarak ülkenin ve gelecek nesillerin omzuna yüklenen erken emeklilik konusunda cesur bir adım attı.
Ve bugün, aradan geçen 20 yıldan sonra EYT'lilerin Ak Parti'den değiştirilmesini istedikleri yasayı çıkardı.
Bugün bakınca ne doğru bir iş yapmış diyor insan.

***

Biliyorum, bu satırları okuyan EYT'li vatandaşlar, "Her şeye para var bir bize mi yok" diye söyleniyorlar...
Ancak bugün ekonomiye ve sosyal güvenliğe dair tartıştığımız sorunların temelinde zaten, devletin yıllar içinde "aşırı sosyalleşmesi" var.
Dolayısıyla çözümü de daha fazla devlet desteğinde, sosyal yardımda ve imtiyazda aramak faydasız. Dahası bu geçici çözümler sonuçta sorunu daha da büyütüyorlar.
Kısacası ben bu konuda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu gibi düşünüyorum... Ama SSK Genel Müdürü olan Kemal Bey gibi...
Zira, 1998 yılında gazetelere verdiği röportajda emeklilik yaşı için "60 yaş şart, 80 bile kurtarmaz" diyordu kendisi.
20 yıl öncesi için ne öngörü, ne cesaret ama! Takdir ediyorum.
Acaba Kemal Bey o günlerde 2019 yılı gelince kendisinin erken emekliliği destekleyeceğini de öngörmüş müdür dersiniz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA