Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Doğu’nun Paris’i mi, Batı’nın İzmir’i mi?

Eskiden hükümetler için uyulması mecburi "tavsiye niteliğinde" kararlar alan MGK'yı (Milli Güvenlik Kurulu) konuşurduk.
Seçmen ve meşru siyasi temsilcileri arasındaki demokratik işleyişe terör gibi olağandışı durumları gerekçe göstererek kaynak yapan bu generaller kurulu çok güçlüydü.
Öyle ki, 28 Şubat 1997'de olduğu gibi, başbakanlara, hükümetlere "Seçildin ama hadi ikile" şeklinde tavsiye niteliğinde kararlar bile alırlardı. İşin daha acı yanı ise kuşkusuz, siyasilerin bu "tavsiyelere" uymalarıydı.
Çok şükür o günler gerilerde kaldı.
Şimdi de "Keşke geride kalsa" dediğimiz, pandemi sürecinde nasıl yaşayacağımız hakkında tavsiyeler veren bilim kurullarımız var. Hekimlerden, bilim adamlarından oluşuyor.
Siyasi sorumluluğu, hesap verme zorunluluğu olmayan her kurul gibi onlar da fütursuzlar.
Tavsiyelerinin mantığı ve işlevi de 90'larda harita başına geçip bölgede (hangisi olduğunu yazmama gerek yok sanırım) doğum kontrolü öneren MGK'nınkilerden hallice.
Son olarak bizlere, kaçla kaç arasında sokağa çıkacağımızı, lokantada ne ara yemek yiyebileceğimizi daha iyi anlatmak için dört renge boyadıkları bir harita hazırlamışlar.



PCR testini bulan bilim adamı bile "Pandemilerde çalışmaz" derken, özgürlüklerimizi vaka ve hasta istatistiklerine göre yeniden tanımladıklarını söylüyorlar.
Haritaya baktığımızda en özgür yaşanabilecek iller arasında Van, Ağrı, Siirt, Şırnak gibi Doğu vilayetlerimiz var. Neredeyse normale dönmüş durumdalar. Maske, mesafe ve temizliğe diğer illerden daha fazla dikkat gösterdikleri için bu mükâfatı hak ettikleri iddia ediliyor.
Dün Twitter'da "Kadına şiddetin en az olduğu il yine Güneydoğu illeri. Kovid'in en az olduğu il yine Güneydoğu illeri. Vallahi ülkeye medeniyet dersi veriyoruz resmen" tweet'leri göze çarpıyordu.
İstanbul, İzmir, Muğla ve Batı'daki pek çok ilde ise önümüzdeki günlerde gündelik yaşam pek cazip görünmüyor. Lokantaların akşam 19.00'a kadar açık olması, cumartesi günü ev hapsinin bitmesi gibi gevşemeler haricinde yasaklara devam.
Mavi bayrağı kapan Uşak hariç!
İddialara göre Uşak'ın bu başarısının arkasında, sokakta maske denetimine çıkıp yeri gelince sert yapan Vali Funda Kocabıyık varmış.
Peki, siz hangi ilde yaşamak isterdiniz?
Seçin beğenin Bilim Kurulu'nun sizler için hazırladığı haritadan... İsterseniz gözünüzü de kapatabilirsiniz.

***

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

UŞAK MAVİSİ

350 bine yakın nüfusuyla şirin bir "İç Ege" ilimiz olan Uşak, dünden beri altın günlerini yaşıyor.
Bilim Kurulu'nun hazırladığı haritada Batı'daki mavi bayraklı tek il olması nedeniyle dünden tebrikleri kabul ediyor. Hatta paylaşılamıyor.



"Mavi illeri" HDP seçim bölgesi olarak tasnif eden Eşbaşkan Pervin Buldan, karnesi kötü gelen yegâne Doğu ili Adıyaman'ı kaybetseler de Uşak'ı aldıklarını söyleyerek espri bile yapıyor.
Ama bence Uşak'ın yükselişini en iyi anlatan, Instagram'daki @halkekmag isimli hesapta gördüğüm caps'ti.
Her rengin ofset baskı sisteminde nasıl elde edileceğini karışım formülleriyle veren Pantone kataloğuna gönderme yapan paylaşımda Uşak'ın koyu tonu, "Ben iyiyim, çevrem kötü mavisi. 660 C" olarak tescillenmiş.

***

HUKUK İÇİN 5 YIL YETER Mİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan yazıyı bitirdiğim saatlerde İnsan Hakları Eylem Planı'nı açıklıyordu.
Elbette üzerinde daha geniş konuşacağız. Ancak ilk olarak dikkatimi, hukuk fakültelerinin 5 yıla çıkarılmasının çektiğini söyleyebilirim.
Almanya gibi ülkelerde avukat olmak için en az 8-10 yıl gerekiyor. ABD, hukuk eğitimi öncesi başka bir alanda üniversite diploması istiyor.
Bizde ise "adalet dağıtmak" için neredeyse üniversite sınavına girmek yeterli. KKTC'dekiler de dahil 84 tane hukuk fakültesi var.



Dolayısıyla yeterlilik sınavı ve hukuk fakültelerine girişte sınav başarı sıralamasının 125 binden 100 bine yükseltilmesi adımlarıyla birlikte bu reform da hayati önemde diyebiliriz.
Hukuk, adalet demişken bu meseleye kafa yoranlara bir dizi tavsiyesi yapayım, yazının bonusu olsun.
Başrolünü, Breaking Bad dizisinden tanıdığımız Bryan Cranston'un oynadığı Your Honor (Sayın Yargıç) dizisini bulursanız kaçırmayın.
Keşke hukuk fakültelerindeki derslerde izlense.
Öğrenciler için o tomar tomar teksirlerden daha faydalı olacağı kesin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA