Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MELİH ALTINOK

Körfez’e doğru Marmara’yı göreceksin, sakın şaşırma

Son dönemlerde Marmara Denizi'ndeki kirliliğe dair haberler The Washington Post'ta, The Guardian'da bile yer bulmaya başlamıştı. Ancak işin ne kadar ciddi olduğunu hafta içinde Osmangazi Köprüsü'nden geçerken anladım...
Yolda karşıma her çıktığında, Orhan Veli'nin "Gemlik'e doğru denizi göreceksin, sakın şaşırma" dizelerini hatırladığım Marmara bu kez gerçekten iyi görünmüyordu.
Bej renginde bir tabaka, Körfez'in yüzeyini dalgalar halinde kaplamış. Normalde rengi zaten griye çalmaya başlayan deniz daha da korkunç bir hâl almış.

Deniz salyası denilen müsilaj aslında kendi başına zararlı değil. Ancak zararlı mikroorganizmalara ve kolibasili gibi bakterilere ev sahipliği yapıyor.
Ayrıca suyun 30 metre altına kadar indiği için su altı yaşamının oksijenini kesiyor.
Bilim adamları bu kirlilikte, bölgedeki yoğun endüstrileşme ve kentleşmenin yanı sıra Marmara'nın ısısının geçtiğimiz yıllarda artmasının da etkili olduğunu söylüyorlar.
Bu haliyle Marmara için Körfez'in merkezinde olacağı bir ulusal seferberlik şart görünüyor. Bu iş için oluşturulacak bir bilim kurulu, iktidar, yerel yönetimler hatta TÜSİAD gibi iş çevreleriyle birlikte çalışabilir.
Elbette fabrikalara, arıtma tesislerine "çift maske" takmak gibi tedbirlerin bir maliyeti olacaktır.
Ama bu senenin mevsimsel gribini sıfırlamak gibi "olasılıksız" hedefler uğruna aldığımız faturayı düşününce lafı bile olmaz değil mi?
Üstelik bu formülün çalışacağı, sonuç vereceği de kesin.

***


KIVILCIMLI DA 'EVLAD-I FATİHAN' ÇIKTI YA!
2013 yılında bu zamanlar, köprü, havalimanı ve Taksim'e cami gibi projelerin durdurulması talebiyle Gezi eylemlerine çıkan Türkiye solu iki gündür "maneviyat bombardımanı" altında...
Cuma günü Taksim Camii'ni açan Erdoğan'ın ağzından dökülen dizelerde, Nâzım Hikmet'in Taksim Camii'ni müjdelediğini öğrendiler...
Aslında Erdoğan, daha önce de Nâzım'ın Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'a girişini anlattığı "Sekiz Yüz Elli Yedi" şiirini okumuştu ama belli ki unutmuşlar:

O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allah'ın!
Belde-i Tayyibe'yi fetheden padişahın,
Hak yerine getirdi en büyük niyazını
Kıldı Ayasofya'da ikindi namazını!
Dün de İstanbul'un fethinin 568. yıldönümü gündemiyle, Türkiye'deki komünist hareketin efsanevi isimlerinden Hikmet Kıvılcımlı'nın "Fetih ve Medeniyet" isimli kitabı konuşuluyordu.
Tarihsel bir devrim olarak nitelendirdiği İstanbul'un fethini kutlamanın "insanlık görevi" olduğunu söyleyen Kıvılcımlı'nın şu satırları da dikkat çekici:
"Arapça' da 'Fetih' sözü güzel bir tesadüfle 'açmak' manasına gelir. İstanbul'un fethi de o zamanki insanlığı bir çıkmazdan kurtarmış, medeniyete yeni ufuklar açmıştır."
Nâzım'ın ardından şimdi de Kıvılcımlı...
Şimdilerde kitapları "beach"lerde çok moda olan Sabahattin Ali'yi Cumhur İttifakı'nın öldürdüğünü sanan efsunlu kitle için artık çok geç olsa da sorgulama yeteneği körelmemiş herkes için bence çok çekici bir tartışma...

***


ERKEN SEÇİM 2023'E YETİŞİR Mİ KEMAL BEY?
Verdiği tüm tarihler gelip geçen Meral Akşener artık erken seçim konusunda eskisi kadar iddialı şeyler söylemiyor.
Ama Meral Hanım'dan bayrağı devralan ve Millet İttifakı'nın fiili cumhurbaşkanı adayı gibi davranan Kılıçdaroğlu her gün bir erken seçim teklifinde bulunuyor.

Dün de erken seçim için önce bir referandum yapmayı teklif etti.
Kemal Bey'in önerisi kabul görürse, erken seçim muhtemelen 2023'e falan anca yetişir.
Olmazsa da artık, en geç 2024'e...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA