"Düğmeye basma" tartışmaları bir süredir ekonomi gündemini de siyasi gündemi de meşgul ediyor. Aslında sorun, Ak Parti'nin iki kritik alandaki cesur adımları ne derece "içselleştirdiğinde" düğümleniyor. AB rotası ve IMF ile anlaşma...
İktidar süresini yarılayan hükümetin, AB sermayesi ile daha ne kadar yol alacağı merak ediliyor. Kısa vadede AB'nin getirisi mi fazla olacak yoksa götürüsü mü? İşte bu ortamda ziyaret ettiğimiz Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan'la "Acaba birşeyler mi olacak?" sorusuna yanıt aradık. Babacan, hayli kendinden emin. Yorumu şöyle: "Enteresan bir çelişki var. Türkiye'nin tüm göstergeleri tarihinde görülmemiş kadar iyiyken 'Şöyle kötü olacak, böyle kötü olacak' deniyorsa, art niyet arıyorum. 'Bu hükümet başarısız olsun da ne olursa olsun diyen insanlar' var. Bu Türkiye hepimizin. Sürekli risklerden bahsedilmesini, felaket tellallığı yapılmasını vatansever yaklaşım olarak görmüyorum." Bu arada, "Rüzgar ters yönden mi esiyor?" diyecek oluyoruz...
Babacan'a göre, "Farklı kesimlerden belki aynı anda ortaya çıkan olumsuz bakış açıları sözkonusu. 'Yok geç kaldınız, yok şu iş yavaş yürüyor' diye rasyonel olmayan bir hava yayılmaya başlandı." Peki, Teşvik Yasası üzerindeki pazarlıklar bitti mi? Torba Yasa IMF'yi kızdırır mı? Yeşil kartlıların faturası, SSK'lıların serbest eczanelerden ilaç alması ek önlemi gerektirir mi? Gelir İdaresi Yasası'nda işlem tamam mı? Bütün bu soru işaretleri için Babacan'ın yanıtı ise... "IMF ile anlaşmamız 14 Aralık 2004'te bitti. 'Oldu olmadı, iş değişiyor, vazgeçiliyor' gibi bir şey yok ki. Bu iş bitmese, uluslararası bir kuruluş 'Anlaştık' diye açıklama yapar mı? Neticede yasaların içinde nelerin olması gerektiğini zaten kararlaştırmıştık. IMF'ye, Torba Yasa'daki herşeyi anlattık. Sorun yok. Tahkim denilen şey IMF'yi rahatsız etseydi, teşvikler için bile açıklama yapan IMF itiraz etmez miydi?
IMF ne isteyecek?
Teşviklerin maliyetine gelince... Alternatiflere bağlı. Ancak ürkütücü bir maliyet yok. Katlanılabilir rakamlar sözkonusu. Rakamlar çıkınca nasıl tedbir alacağımıza bakacağız. Ek maliyetler karşısında daha önce de tedbir aldık. Yüzde 80 başka masraflardan kıstık.
Teşvik tedbirleri pekçok ilde hareket getiriyor. 36 ilin 36'sından da teşvik belgesi başvurusu yapılmış. Bazısında 1-2, bazısında 100 başvuru olmuş." Babacan, yine de işsizliğin yeterince azaltılamamasını, "Önemli bir problem" olarak tanımlıyor. Başbakan'ın, "Ekonomi kağıt üzerindeki rakamlardan ibaret değil" sözlerini hatırlatıyoruz.
Bakan, hemen cevabını veriyor: "DİE o rakamları sokaktan topluyor. Hane hane topluyor. Bilgisayarda türetmiyor ki!"
