Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış'la Strazburg'dayız. Gündem, Türk vatandaşlarının "vize çilesi!" Ama Bakan'la sohbetimizin çerçevesi geniş. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD Başkanı Obama ile görüşmesi, Kıbrıs Rum Kesimi'nin İsrail'le Akdeniz'de başlattığı sondaj ve terör...
Türkiye, müzakerelere ivme kazandırmak istedikçe mali krizle boğuşan AB, bir iki ülkenin küçük hesaplarına sıkışıp kalıyor. Dün Avrupa Parlamentosu'ndaki "vize özel oturumunda" Yunanlı ve Rum parlamenterlerin yaptığı gibi. Lakin yeni fasıllar açılamasa da AB'yi zorlayacak alanlar tükenmiş değil. "Vize engelinin kaldırılması" bunlardan biri. Bakan Bağış'ın "Türklerin kendini en az Avrupalı hissettiği an, vize kuyruğunda beklediği andır" tespitinde karşılık bulan bu yaraya neşter vurulması için Ankara bu kez stratejisini güncelliyor. Burada, "aşamalı çözüm" planı dikkati çekiyor:
1- AB Komisyonu'nun vize muafiyeti müzakerelerine başlaması isteniyor.
2- Vizeler kaldırılıncaya kadar hiç olmazsa vize kolaylığı sağlanması hedefleniyor.
AB Bakanı Bağış diyor ki... "AB Komisyonu; Rusya, Ukrayna, Moldova ile başlayan vize muafiyeti müzakerelerine Türkiye ile başlayamadı. Çünkü yetki alamadı. Türkiye'den 'Geri Kabul Anlaşması'nı imzalamasını istiyorlar. Yani üçüncü ülke vatandaşlarının kaçak yollardan AB'ye girdiği tespit edilirse, onların ülkelerine nasıl gönderileceği ile ilgili bir prosedürü uygulamamızı bekliyorlar. Buna karşın biz,'Komisyon, vize muafiyeti müzakerelerine başlamak için yetki alırsa Geri Kabul Anlaşması'nı imzalarız. Müzakereler bittiğinde anlaşmayı yürürlüğe koyarız' tezini savunuyoruz. Aksi takdirde bu iş, Annan Planı oylaması sonrasına döner. 'Siz plana evet deyin, izolasyonlar kalkacak' diye karar alıp uygulayamadılar. Avrupa'nın kredibilite sorunu var."
Egemen Bey'in, AB'nin İçişlerinden Sorumlu Komiseri Cecilia Malmström ile dünkü görüşmesinden sonra "vize kolaylığı" yolunda kritik eşik aşıldı. Bağış, Avrupa Parlamentosu'nda, "Biz Gümrük Birliği üyesiyiz. İşadamlarımızın malı AB'de serbest dolaşıyor, malın sahibi dolaşamıyor. Bunun düzeltilmesi lazım. Türk öğrenci Jean Monet bursu kazanıyor. Vizeyi vaktinde alamadığı için dersine gecikiyor. Oysa bu gencin bursunu AB veriyor. Bu, tam kendi ayağına sıkmak" dediğinde kimseden ses çıkmadı.
Bağış'ın, "Yunan esnafı 'vizeyi kaldırın' diyor. Niye? Hırvatistan'a gidiyorsun, Dubrovnik Türk turist kaynıyor. Vize yok çünkü" vurgusu da önemliydi. Ama Yunan ve Rum parlamenterlerin derdi entegrasyon değil karşı atağa geçecek done üretmekti. Ne Preveze Zaferi'nin yıldönümünü bıraktılar ne de Başbakan Erdoğan'ın ufku okyanuslara kadar uzanan Türkiye sözlerini.