Yüksek Askeri Şûra'nın (YAŞ) bu yılki toplantısı pek çok açıdan üzerinde durmaya değer sonuçlar içeriyor. Şûra'nın, önceki yıllara göre sakin geçmesi kimseyi yanıltmasın. Burada ön hazırlıkların iyi yapılması ve karar süreçlerinin Şûra'dan önce tamamlanması etkili oldu. Bundan sonra 2 önemli gelişmeye tanık olacağız.
İlk adım, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Yüksek Disiplin Kurulu mekanizmasının nasıl işleyeceğiyle ilgili olacak. Disiplin Kurulu'na belgeli dosyalar sunulması, somut bağlantıların heyetlere taşınması, aksini ispat noktasında askeri personele savunma hakkı tanınması ve nihayet konunun yargıya yansıması kritik gelişmelere kapı aralayacak.
İkinci adıma ise Ağustos 2015'te tanık olacağız. Sivil-asker ilişkilerinin demokratik bir ülkede olması gereken sınırlarda seyri, yeni Genelkurmay Başkanı'nın kim olacağı ve izleyen dönemde TSK'daki yeni çizginin hangi komutanla devam edeceği bakımından önemli. Unutmamak gerekir ki, Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk davaları, TSK'nın omurgasında kırılmalara yol açtı. Ağır hukuk ihlallerinden mağdur olanların, açıkça darbeye teşebbüs edenlerle aynı potada eritilmesi kamu vicdanını da yaraladı. Buna karşın TSK'da vesayetçi zihniyetle yüzleşmeye ve yeniden yapılanmaya da fırsat yarattı. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın güçlü seçmen desteği, karizması ve Şûralardaki kararlı duruşu da TSK'nın demokratik devletle uyumlu hale gelmesinde rol oynadı.
Tercihen Ordu Komutanlığı deneyimi bulunacak.
Diyarbakır ve çevresini iyi bilecek.
Sivil siyasetle meselesi olmayacak.
TSK'ya sızan unsurlarla hukuk temelinde mücadele edecek.
NATO- ABD- İsrail ilişkilerinde siyasi iradeye göre pozisyon alacak.
Zaman ve bilgi baskısı altında hızlı, etkin karar verebilecek.
Asimetrik tehdit ortamında liderlik yapabilecek.