Siyaset okumalarında olağan tahminlerin yanı sıra "sürpriz" olarak nitelenebilecek gelişmelere de hazırlıklı olmak gerekiyor.
7 Haziran seçimlerinde siyasi zeminde gözlenen kırılma, "lokal ve dönemsel mi?" yoksa siyasetin yeniden inşasına yol açacak kadar "büyük ve sürekli mi?"
1 Kasım seçimleri bu kritik sorunun cevabını bulmamıza yol açacak kadar önemli. Zira siyasetin bundan sonra alacağı şekil AK Parti'ye bağlı. AK Parti'siz bir hükümet kurulamayacağı çok açık. AK Parti'nin tek başına iktidar olup olamayacağı ise "büyük meydan okumaları" beraberinde getirmeye aday!
Faiz lobisini hareketlendirebilir,
Beyaz Türkleri cesaretlendirebilir,
Paralel Yapı'yı canlandırabilir,
Medyadaki bölünmeyi derinleştirebilir,
Bürokrasiyi parçalayabilir,
İsrail'i ve içerideki ortaklarını soluklandırabilir,
Silahlı Kürt gruplara zaman kazandırabilir,
Yargıya fren yaptırabilir,
Türkiye'nin, küresel gelişmeleri etkileyen bölgesel güç iddiasını sekteye uğratabilir...
AK Parti tek başına iktidar olursa 2019'da,
Koalisyon zorunluluğu çıkarsa 2017'de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan neden yeniden aktif siyasete dönmesin!