Uçak Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, krizin sıcaklığı içinde Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'la oldukça zorlu bir atmosferde telefon konuşması da yapmıştı. Belgrad'daki buluşmanın farkı, Moskova'nın ağır ithamlarına, sorunun tüm yakıcılığına rağmen iki tarafın da "diyalog kanallarını açık tutma" ve "gerilimi daha fazla tırmandırmama" niyetini kayda geçirmesi oldu.
Türk hava sahasının ihlal edildiğine, Rus pilotların defalarca uyarıldığına, uçağın Türk hava sahasında vurulduğuna, kaçma manevrası sırasında Suriye topraklarına düştüğüne kuşku yok.
Rusya ile ABD arasında "operasyonel kaza yaşanmaması" için varılan anlaşmanın Suriye hava sahasını kapsadığını, Türkiye'nin egemenlik haklarını bağlamadığını da muhatapları gayet iyi bilmekte.
Gürcistan'dan Kırım'a kadar askeri güç gösterisi ile toprak kazanan Rusya'nın Ortadoğu sahnesinde ummadığı şekilde karizmasının çizildiği de uluslararası arenada söylenmekte.
Rus baskısından ve yayılmacılığından bunalan Ukrayna, Kafkasya ve Baltık ülkelerinin gözlerinin parladığı ama yine de çözüm bekledikleri de bir sır değil. Fakat... Ne olursa olsun Türkiye ve Rusya, küresel gelişmeleri etkileyecek çapta iki ülke ve birbirlerine jeostratejik bağımlılıkları da üst seviyede.
Rusya Devlet Başkanı Putin'in uçak krizini "kişiselleştirmeden çıkarmasını" beklemek,
Yaptırım kartlarını açmakla birlikte, Türkiye'ye karşı hazırlıksız yakalanmanın Kremlin'de yarattığı asabiyetin azalma hızını izlemek,
Rusların ileri vadeye yayılan, soğuk savaştan kalma usullerle şekillenen "zarar verici diplomasi örneklerine", "kara propaganda makinesine" ve fırsat kollayan askeri rövanş taktiklerine yönelik teyakkuzda durmak,
Türkiye'ye kabarık ekonomik fatura çıkaran anlık kararların etkisini azaltacak iç formüller ve yeni pazarlar bulmak,
Rusya'ya karşı mali tedbirlerin zamanlamasını ve etkinlik derecesini iyi belirlemek,
Ve son kertede "arka kapı diyalog" süreçlerini mutlaka işleterek, siyasi problemin halklara yayılmasını durdurmak gerek!