Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Bir damarda hayat yolculuğu

Bugün, siz okuyucuların engin hoşgörüsüne sığınarak farklı bir konuya değineceğim. Ankara'nın hengâmesinden, siyasi gündemin yoğunluğundan sıyrılarak hayata dair kritik anlardan söz edeceğim.
Hayat...
Bazen mola vermeyi gerektiriyor.
"Biraz yavaşlayalım. Sakinleşelim. Gözlerimizi kapatalım. Derin bir nefes alalım. İnsan olduğumuzu yeniden ve özünden hissedelim" dediğimizde bile yeterince fırsat bulamıyoruz. Neden? Çünkü hep haklı mazeretlerimiz, hep bitmez yoğunluğumuz, hep gerekçeli meşguliyetlerimiz var.

***
Ve derken bir gün...
Soğuk bir odada, masaya uzanıyorsunuz. Dünyaya geldiğiniz ilk günkü gibi çıplaksınız. Ruhunuz da bedeniniz de yalnız ve hatta çaresiz. Bir ekrandan kalbinize giden ana damarda adeta hayat yolculuğuna çıkıyorsunuz. Uyku ile uyanıklık arasındasınız. Olup bitenin farkındasınız. Lakin hayat ellerinizde değil. Günlük hayatta sandığınız kadar güçlü de değilsiniz artık.
***
Kalp çarpıyor...
İyi ve kötünün bütün yönleri ile yüzleşiyorsunuz.
Sonra...
Bir damar, cansız cansız kan taşımaya çalışıyor. Hayata merhaba dediğiniz andaki kadar küçük, ölüm kadar büyük bir noktada düğümleniyorsunuz. Doktorun, "İşte burası" dediğini duyuyor, irkiliyorsunuz. İşte o dakika... Dar zamanlarınızı... Elinizin dar olduğu günleri... Ertelediğiniz hayatınızı... Geldiğiniz noktayı... Ödediğiniz bedelleri hatırlıyorsunuz.
Esasen kendinizle ilgili bir kaygı duymuyorsunuz. Teslimiyetin zirvesindesiniz... Ama... Eşinizi... Çocuklarınızı... Geride kalanları düşünüyorsunuz. Onlar için endişeleniyorsunuz. Eşinize, ne olur ne olmaz diye, "Allah'a can borcum dışında, kimseye maddi bir borcum yok" diyecek oluyorsunuz. Kelimeler ikinizin de boğazınıza düğümleniyor. Manevi borçlar ise zaten ödenemez, sadece helal edilir.
***
Size, yeni bir ilahi kredi açılırken şükrediyorsunuz. Ne de çok hayalleriniz varmış? Bunca yaşanmışlığa rağmen, "Yapacak ne de çok şey varmış" diye şaşırıp kalıyorsunuz. Oysa hayat, sizinle değil, kendi kuralları ile akıp gidiyor. Bir ömür, film şeridi gibi gözünüzün önünden geçiyor. Derken, müthiş deneyimli bir doktor ekibinin kare kare izlediği görüntülerle kendinize geliyorsunuz. İçinizle buluştuğunuz o an, kan akışınız da hızlanıyor.
Biliyorsunuz ki Allah, sonsuz kudretinden bu dünyada bazı insanlara özel yetiler bahşediyor. Doktorlar da onlardan...
Teşekkürler Prof. Dr. Ufuk Demirkılıç, elleriniz dert görmesin Prof. Dr. Cem Barçın, iyi ki varsınız Doç. Dr. Vedat Yıldırım...
Bu vesile ile...
Başta Turkuvaz Medya Yönetim Kurulu Başkan Vekili Serhat Albayrak olmak üzere, arayıp soran çalışma arkadaşlarıma, meslektaşlarıma, dostlara, tanıdıklara ve özellikle ailemin her bir ferdine şükranlarımı sunarım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA