Bu ne karamsarlık? Bu ne teslimiyetçilik?
Evet, ABD'de siyasi hedefli bir kurmaca sahneleniyor.
Evet, mutlak ekonomik nedenlere bağlı olmayan kur hareketleri yaşanıyor...
Ama... En önemlisi, olup bitenlerin nedenlerini bilen bilinçli kamuoyumuz ve oyunu bozacak kadrolarımız var.
Dün, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara Ticaret Odası'nın ödül töreninde konuşurken, ben de ekonomi yönetiminin kilit isimleri ile ayrı ayrı değerlendirmeler yapıyordum.
Sınırlı sayıda bürokratik kadro, "Sakin kalmalıyız. Ortadaki tabloyu yönetebiliriz. Daha ağırlarını da gördük ve üstesinden geldik" derken, özellikle AK Parti'deki az sayıda isim de "Darbe girişimi, kur şoku, Suriye krizi... Buna rağmen dirençliyiz" yorumunu yaptı.
İşte konu bu!
Bu, bir "inanç" meselesidir. Ekonomi ile ilgili negatif algıyı kıracak olan ilk faktör, "sağlam duruş ve kararlılıktır." Bugün Türkiye, psikolojik faktörlerle beslenen, adeta bir gerçekliğe dönüştürülmek istenen "ekonomik türbülans senaryosunu" bozmaya çalışıyor.
Mesele o ki... Yakınanlara, kaygı paylaşanlara veya ahkâm kesenlere bolca rastlanıyor da "karakter gücünü, özgüvenini, milletin kazanımlarını anlatana" pek rastlanmıyor.
New York'ta, kararı önceden belli mahkemenin ceza kurgusuna razı mı olalım? Tabii ki Türkiye olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz.
Askeri ve finansal sicili bozuk kimi ülkelerin, Türkiye'yi farklı ulusal çıkar alanlarında tavize zorlayan girişimlerine kayıtsız mı kalalım? Tabii ki yerli ve milli politika uygulama kabiliyetini, bağımsızlığı savunmaya devam edeceğiz.
Kur zıplatılıyor diye, dizlerimizi mi dövelim? Tabii ki arka planını anlatmaya, bugünlerin de geçeceğini izaha gayret edeceğiz.