Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Organik liderlik ve mesajların anlaşılma biçimi

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kelimenin tam manasıyla "organik siyasetçi." Beyni ile kalbi arasındaki mesafe çok kısa. Yani, düşündüğünü açık ve net biçimde ifade eden tarzı herkesin malûmu. Açık sözlülüğü, dobra dobra konuşması, "kusura bakmasınlar ama..." diye başlayan cümleler kurarak sözünü sakınmaması onu farklı kılıyor.
Ancak...
Cumhurbaşkanı; siyasi, insani, ekonomik birbirinden farklı o kadar çok konu ile meşgul oluyor ki bilhassa doğaçlama konuşmaları sırasında mesajlarının ya içeriği ya da hedefi merak uyandırabiliyor. Erdoğan ne zaman ekrana çıksa, sosyal medyada da profesyonel bir ekip mesaiye başlıyor. Cumhurbaşkanının konuşmasının bir kesiti üzerinden algı üretebiliyor.
Veya...
Cumhurbaşkanı kürsüye çıktığında, aynı anda birden çok noktaya değinirken serbest nazımda konuştuğu için kavramlar, öncelikler, aktörler aynı potada eriyebiliyor.
Ve ondan sonra bir bardak suda fırtına koparılıyor.
"Yok şöyle dedi, yok böyle tanımlama yaptı, yok buna yüklendi" türünden yığınla yorum, hatta bağlamından koparılan değerlendirmeler dizisi yayılıveriyor.
Erdoğan, yıllardır milletin gözü önünde bir lider. Standart metinle dizginlenebilen klasik bir lider hiç değil. Meramı ne ise dile getirir ve arkasında durur. Spontane gelişen beyanlarında, doğal hata payı ya da yanlış anlaşılma riski onun için de geçerlidir. Böyle durumlarda senaryo yazmak yerine biraz beklemek, ekibiyle temasa geçmek, onların açıklık getirmesini istemek, en azından bir sonraki konuşmasında konuyu nasıl ele aldığını analiz etmek yeterlidir.
Özetle...
Erdoğan taktik konuşmacı kategorisine girmediği için Cumhurbaşkanı'nın organik hali ile izlenmesi, spekülasyonların giderilmesinde faydalı olabilir.

***

Çok seslilik, yalan, iftira, hakaret...

Bu ülkede, "çok seslilik yok, iletişim kanalları tıkalı, meseleler gizli kalıyor" iddiasında her kim varsa TBMM'deki 2020 yılı bütçe müzakerelerini canlı yayında izleyebilir.
Söylenmedik söz, gündeme getirilmedik tez, atılmadık iftira ve hakaret kalmıyor.
Bilhassa CHP sözcüleri, bütçe vesilesi ile TV yayını fırsatını kullanmak adına, AK Parti'li vekillerin sinir uçlarına basmak için elinden geleni ardına koymuyor. Ve maalesef, grup başkanvekillerinin çabasına rağmen iktidar kanadı, muhalefetin "tansiyonu yükseltme" tuzağına düşebiliyor.
Bilinen gerçektir... Gerginlik gerginliği besler ve hükümetin aleyhine işler. Doğrusu, Meclis zeminindeki kasti faulleri sineye çekmek, sabırlı kalmak da kolay iş değil.
Buna rağmen...
Siyasi şov akımına kapılan, genel başkana şirin görünme telaşına giren istisnai vekiller dışında ilkesel çerçeve bellidir.
Özellikle iktidara mensup üyeler, "lidere hakaret, kişisel itham, her türden iftira, milli ve manevi değerlere saldırı" gibi belirgin durumlar dışında soğukkanlılığını korumak durumundadır. Olgunluk iktidara düşmekle birlikte yalanla, yanlışla, seviyesiz üslûpla mücadele ve hak edilen orantıda medeni duruş sergilemek de görevdir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA