Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Yeni tip virüs; yeni tip devlet…

Kovid19 salgını, yarattığı travmatik etkiler ve belirsizlik zinciri ile birlikte yeni tip yönetimleri, yeni tip üretimleri, yeni tip insanları; özetle "yepyeni bir dünyayı" da beraberinde getirecek.
Bazı ülkeler, küresel bulaşıcılığın yerleşik sistemleri kökten sarstığı bu zorlu ortamdan diğerlerine göre daha az hasar görerek ve hatta avantajlı çıkacak. Türkler, Almanlar, Ruslar, Japonlar, Çinliler… Geçmişi savaşlarla yoğrulmuş, yıllarca bedel ödemiş toplumlar, genetik şifrelerine işlemiş kodları sayesinde krizlere hazırlık ve risklere karşı koyma becerilerini sahaya yansıtmaya başladılar bile. Amerikalılar ise üniversiteleri ve ar-ge kapasiteleriyle koronavirüsün ilacını piyasaya sürmeye çalışarak rekabetçi güçlerini korumayı deneyecek.

***

Görünür gelecek bize gösteriyor ki…
Devlet mekanizmaları, küresel veya sistemik tehditlerin bertaraf edilmesi için uzun bir süre sahada olacak.
Sağlık sistemini ve toplumun en zayıf katmanlarını önceleyen sosyal devlet fonksiyonu yeniden uluslararası gündemin ilk sıralarına yerleşecek.
Ülkeler yeni kriz planları yaparak, klasik güvenlik endişelerinin yanına sağlık, tarım ve su kaynaklarına ilişkin felaket senaryolarını da ekleyecek.
Tıbbi cihaz, aşı, serum, koruyucu malzeme ve ekipman üretiminde yerli kabiliyetler eskiye nazaran fazlasıyla önemsenecek, öncelikli yatırımlar kabul edilerek desteklenecek.
Virüs kabusunu son dönemdeki global halkla ilişkiler faaliyetleri ile lehine çevirmeyi deneyen Çin'in, dünyanın fabrikası olma üstünlüğü sert biçimde sorgulanacak. Yatırım merkezleri ve imalat maliyetleri köklü değişime uğrayacak.
Salgından çıkış takviminde, bireylerin harcama davranışları yeni ekonomi düzeninin ayak seslerinin duyulmasını sağlayacak. Ertelenmiş talepler mi devreye girecek yoksa aşırı ihtiyat mı ağır basacak, yaşayıp göreceğiz.
Küresel bağımlılık ilişkisinin fırsatları kadar ağır maliyetleri de ortaya çıktığı için açık ve örtülü ticari korumacılık formülleri dünyanın ana konusu haline dönüşecek.

***

Türkiye açısından bakıldığında ise…
Kovid19 salgınını erken fark etme, toplumu bilinçlendirme, hızlı tedbir alma, uygulama, ekonomiyi canlı tutma noktasında ciddi performans sergilendiği genel kabul görüyor. Bu andan itibaren "sosyal izolasyon" hassasiyetini en üst düzeye çıkarmak, yaşamsal bir gereklilik.
Bizim kültürümüzde, hatırı sayılır bir kesim kurallarla imtihan edildiğinde "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" diye söze giriverir. Günlük hayatta yer yer işleyen bu çıkış, Kovid19'a işlemiyor. Yani virüs sizin, benim kim olduğumu bilmiyor ve kişiye göre bulaşma eğilimi sergilemiyor. Maddi gücüne, titrine bakmadan zincirin en zayıf halkasını buluveriyor.
İşte bu yüzden, lütfen hepimizin kaderini ilgilendiren bu meselede çok duyarlı olalım, temizliğe, sosyal mesafeye dikkat edelim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA