Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Yeşil Kitap ve dalgalanan Albayrak!

Her şey o "Yeşil Kitap"la başladı. 2017 yılıydı. Görevdeki Enerji Bakanı Berat Albayrak, "Milli Enerji ve Maden Politikası"nın yol haritasını açıkladığında pek çoklarına hayal gibi gelmişti. "Güçlü Enerji, Bağımsız Türkiye" iddiası, hidrokarbon kaynakları çok kısıtlı olan Türkiye için uzak bir hedef gibi görülmüştü. Öyle ya... Yıllarca aramasına rağmen bir türlü istediği ölçüde rezerve ulaşamayan Türkiye gerçeği vardı.
Ama Albayrak... Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın da yüreklendirmesiyle...
"Enerjide bağımsızlık, arz güvenliğini temin, alternatif kaynaklardan tedarik, yerli ve yenilenebilir enerjiyle büyüme, özellikli teşvikler, öngörülebilir enerji piyasası ve milli enerji teknolojisinin geliştirilmesi" idealinden hiç vazgeçmedi...
Daha sonra bayrağı devralan Bakan Fatih Dönmez de bu ajandayı samimiyetle takip etti.

***


2013 yılında alınan Barbaros Hayrettin Paşa gemisi ile sismik araştırmaya yönelen Türkiye, asıl büyük sıçramayı 2017'den itibaren başardı. O yıl Oruç Reis ve Fatih gemilerini envanterine dahil eden Türkiye, ilk kez "derin deniz sondajında" önemli bir mesafe aldı. 2018'de Yavuz sondaj gemisi ile Türkiye bu alanda önemli bir kapasiteye ulaştı. 2020 yılı başlarında alınan Kanuni derin sondaj gemisi ise Türkiye'nin doğalgaz üreticisi olma iddiasını tescilledi.
Türkiye Petrolleri'nin sosyal medya hesabından yapılan o açıklama dün gibi hafızamızda:
"20 Temmuz 2020, Tuna-1 kuyusunda sondaja başlandı. 17 Ekim 2020, Tuna-1 kuyusu tamamlandı!"
Hepimizi heyecanlandıran bu mesaj Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Karadeniz'de, 21 Ağustos'ta 320 milyar, 17 Ekim'de 85 milyar olmak üzere toplam 405 milyar metreküplük doğal gaz bulunduğu müjdesini içeriyordu. Ve nihayet dün açıklanan Amasra 1 kuyusundaki 135 milyar metreküplük yeni keşifle birlikte Karadeniz'deki büyük meydan okuma yarım trilyon metreküpü geçti.
Büyük umut vadeden Sakarya Gaz Sahası, enerjide Türkiye'nin makus talihinin değiştiği yerin de adı artık. Cumhurbaşkanımızın Filyos Limanı'ndan ilan ettiği yeni müjde, "petrol ve gaz arama, çıkarma, üretim ve dağıtımda" Türkiye'nin var olduğunun ispatı, gelecek kuşakların "öğrenilmiş çaresizlik sendromunu aşmalarının" da güvencesi.
Unutmayalım!
Doğalgaz ihtiyacının yüzde 99'unu, petrol ihtiyacının yüzde 93'ünü ithal eden Türkiye tablosu değişiyor. Enerji fiyatlarının yüksek olduğu dönemlerde 60 milyar dolara yakın fatura ödemek zorunda kalan, bundan dolayı cari açık veren Türkiye'nin çektiği sıkıntılar, bu büyük paradigma değişikliği sayesinde kader olmaktan çıkıyor. Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, cari fazla kapısının açılması, kur-faiz operasyonlarına maruz bırakılan Türkiye ekonomisinin kabuğunu kırması anlamına da geliyor
Ayrıca...
Toplam kurulu güçte 100 bin megavat sınırına yaklaşan ülkemiz, bugün itibarıyla enerjisinin yüzde 52.3'ünü, yani yarısından fazlasını yenilenebilir kaynaklardan sağlıyor. 10 yıl öncesine kadar bu oranın yüzde 25 seviyesinde olduğu hatırlanırsa, verilen mücadelenin değeri de sonuçları da daha net görülecektir. Bu çabalar eş anlı olarak "sera gazı emisyonunun azaltılması" yönündeki küresel süreçlere uyumu kolaylaştırdığı gibi sanayin rekabet gücünü de destekliyor.
Bugün, kurt kapanına sokulmak istenen Türkiye, konjonktürel sorunlarını aşabilecek liderliğe, iradeye ve kıymeti yeterince bilinmese de vatansever evlatlara sahip olduğu için geleceğe güvenle yürümeye devam edecektir.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA