Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Ekonominin mutfağından izlenimler

Devlet Planlama Teşkilatı günlerinden bu yana tanışırız. Mutfak çalışmasını sever. Ön planda görünmeyi istemez. Yapılabilecek iş, yapılamayacak iş ayrımını peşinen söyler. Bürokrasiden geldiği için bürokratlarla çalışmayı da onları çalıştırmayı da bilir. Teknisyen kimliği ile siyasi kimliği iç içe geçer. Sınırlı sayıda ama güvendiği arkadaşlarıyla istişare eder. Sonuç odaklıdır. Yakından tanınmadığı için bu sıralar farklı spekülasyonların hedefi haline de geldi. Sanırım, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'dan bahsettiğimi anlamışsınızdır. Bakan Elvan, zorlu bir dönemde yükü omuzladı. Şu sıralar geleneksel ekonomi anlayışı ile Cumhurbaşkanının hayata dair ekonomi çizgisini aynı anda gözetme ve pandemi şartlarını yönetme sorumluluğuyla baş başa...
Duayen yazarımız Yavuz Donat'ın güzel bir sözü vardır:
"Baş ağrısı baştakinindir" der.
Yani... Milletin başının rahat etmesi, yetkili makamlardakilerin özverisinden geçer.

***

Önceki akşam Turkuvaz Medya Merkezi'nde artık gelenekselleşen "Türkiye 2023 Zirvesi ve A Para Sohbetleri" zemininde Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan'la bir araya geldik. Elvan hem sunuş yaptı hem de geniş bürokratik kadrosunu hazır bulundurduğu toplantıda farklı sektörlerden iş insanlarının sorunlarını ve görüşlerini dinledi. Genel nitelikli problemlerin çözümünün esas alındığı o ortamda, iş dünyası ile bakan yardımcıları ve ilgili bürokratlar hemen randevulaştı. Bakan, iş aleminden "durum tespitiyle yetinmeyip uygulanabilir öneriler getirmelerini de" istedi.
Peki, Sn. Elvan küresel enerji ve emtia şokunun yaşandığı, tedarik ve lojistik sorunlarının giderek arttığı, kuraklık riskine ülkelerin stokçuluk eğiliminin de eklendiği bu büyük resimde Türkiye'yi nerede konumlandırıyor?
İzlenimlerimi şöyle özetleyebilirim:
Makroekonomik ve finansal istikrar ile sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme hedefleniyor. Büyümenin istihdama katkısı ve gelir dağılımı adaletini tesis edici yönü, büyümenin seviyesinden daha önemli görülüyor.
Düşük enflasyon ve kur istikrarı önceleniyor. Dalgalı kur rejimine ve kurun değerinin piyasada belirlenmesine vurgu yapılıyor. İhracat artışı için yüksek kura göz yumulduğu iddiaları kesin bir dille yalanlanıyor.
Yapısal cari açık sorununun kalıcı çözüme ulaşması için çaba sarf ediliyor. Bu yıl yüzde 10 büyüme, yüzde 2 cari açık performansının aynı anda başarılmasına dikkat çekiliyor. Cari açık dengelenmesinde, altın ithalatına ilişkin önlemlerin faydası hatırlatılıyor.
Bankalara; inovatif, verimliliği artırıcı, istihdamı gözeten, ithal ikamesini içeren yatırımları kredilendirmesi öneriliyor.
Kamuoyuna şu güvence veriliyor: "Türkiye ekonomisi kamu maliyesi kaynaklı bir risk yaşamadı, yaşamayacak!"
Pandemi nedeniyle 2020'den bu yana gerek bütçeden gerekse diğer kaynaklardan sağlanan desteklerin 734 milyar liraya ulaştığı bilhassa anlatılıyor.
Enflasyonla mücadelede ise vergi indirimleri ve fiyat ayarlamalarıyla 125 milyar liralık kamu gelirinden vazgeçildiği ifade ediliyor.
2021 yılında 618 milyar lira borçlanma planlanırken yılın, 155 milyar lira daha az borçlanma ile kapatılacak olmasının, 2022'de dar gelirliler için mali alanda fırsat penceresi açabileceği anlaşılıyor.
Ve nihayet...
Bakan Elvan...
"Hiç kimse kaygı içinde olmasın. Bu millet yalnız değildir. Milletin dertleri ile dertlenen bir Cumhurbaşkanımız ve onun yol arkadaşları var" diyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA