Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Gazze... Kan... İsrail... Ve Türkiye’nin tutumu!

Öylesine kanlı ve çetrefilli bir tarihi var ki... Rasyonel değerlendirmeler kadar komplo teorileri de taraftar buluyor.
İslami Direniş Hareketi Hamas'ın askeri kanadını oluşturan İzzeddin el- Kassam Tugayları'nın "Aksa Tufanı" adı altında İsrail'e başlattığı saldırı hem bölgesel hem de küresel ölçekte şok etkisi yarattı.
Bu, öyle bir denge ki...
Uluslararası toplumun ezici çoğunluğu Hamas'ı terör örgütü kabul ediyor. Örneğin İsrail-Filistin sorununa ilişkin iki devletli çözümü destekleyen Avrupa Birliği de (AB) Hamas'ı 2001 yılında terör örgütleri listesine dahil etti.
Türkiye ise...
Bir dönem Filistin'de seçimleri kazanan ama iktidara gelmesi engellenen Hamas'ın siyasi hareket olarak mücadele vermesini, silahlı siyaseti bırakmasını teşvik etti.
Ancak...
Batı Şeria'daki Mahmut Abbas yönetiminin Hamas'a bakışı İsrail'in tutumunu aratmadığı için Filistin'de siyasi ve toplumsal birlik kurulamadı.
Bu arada İsrail...
İşgal ettiği topraklara sistematik olarak Yahudi yerleşimcileri taşıdı. Filistinlilerin kalan toprakları güç kullanılarak ellerinden alındı. Buna direnenler, İsrail devletinin bilinçli politikaları ile ya tutuklandı ya da öldürüldü.

***

Gelinen aşamada, ciddi bir ikilemle sınamaya tabi tutulmak isteniyoruz.
Bir tarafta devlet terörü, diğer tarafta meşru müdafaa görünümlü örgüt terörü!
İsrail'in şiddete dayalı Filistinlileri tasfiye politikası elbette İslâm âleminde ve Arap toplumlarında onarılmaz tahribatlara yol açıyor.
Bilhassa... İlk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'ya aşırılıkçı Yahudilerin saldırıları, Kudüs'ün kutsallığını zedeleyen ve bitmek bilmeyen pervasızlıklar, Müslüman Türk insanını da derinden sarsıyor.
Bugün... İnanç temeli üzerinde yükselen tepkiler, duygu yüklü kızgınlıklar, İsrail'in kalıcı barışa yanaşmayan güvenlikçi ve acımasız yöntemleri ile birlikte harmanlanıyor.
İsrail'in bu coğrafyada "varoluş" tezi ile kamufle etmeye çalıştığı "Siyonist emelleri" çatışmaların kaynağı olmaya devam ediyor.
İsrail, BM kararları çerçevesinde 1967 sınırlarını esas alan, başkenti Doğu Kudüs olan Bağımsız Filistin Devleti'ni kabul eder mi?
Veya... "Vaat edilmiş topraklar" hayali ile yanıp tutuşan Siyonizm, hakiki manada barışı ister mi? İşte bütün mesele burada!
Türkiye'nin, son yaşanan hadiselerin ardından...
Şiddetin ve gerilimin tırmandırılmaması çağrısı,
Çatışmaların bölge geneline yayılması riskine değinmesi,
Sivil kayıplardan endişe duyması,
Ve tarafları itidale davet etmesi bir klişeden ibret değildir.
Türkiye...
İsrail'le normalleşme arayışına karşın Filistin davasını savunmaktadır. İki devletli çözümü önemsemektedir. Mescid-i Aksa'nın statüsüne ve maddi-manevi dokunulmazlığına odaklanmaktadır.
Böyle olduğu içindir ki...
Çatışmaların kontrol altına alınması, esir takası, arabuluculuk ve barış misyonunu ön plana çıkarmakta, kalıcı ve sürdürülebilir barış için Bağımsız Filistin Devleti'nin kurulması gereğini her fırsatta dile getirmektedir!
İsrail'in Gazze'yi insafsızca bombalaması, Hamas'ın son eyleminden farkı olmayan ve sivilleri de hedef alan saldırılara abanması, anlık yetersizliğini ve uzun vadeli öngörüsüzlüğünü örtmeye yetmedi, yetmeyecektir!
Bu bahane ile İran'ın stratejik tesislerinin vurulmasını içeren planlamalar, geri dönüşü olmayan çatışmalar dizisini tetikler. Aman dikkat!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA