Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖNERİ-YORUM ŞEREF OĞUZ

Erken uyarı!

Eski bir banka reklamı hatırlıyorum. Kestaneci, bankanın önünde sobası başında satış yapıyor ve müşterisinin "banka sana karışmıyor mu?" sorusuna, şu cevabı veriyordu: "Herkes kendi işini yapıyor."
İzleyen yıllarda, herkesin kendi işini yapma düsturu hayli yara almış, 1990'ların ikinci yarısında şirketlerin faaliyet dışı gelirleri, toplam içinde % 95'lere ulaşmıştı.
Bir sonraki adımda 2001 krizini yaşamıştık.
Krizlerden öğrenen geleneğiyle Türkiye ekonomisi, 1994'te kaliteyi, 1998'de rekabeti, 2001'de ise nakit akışını ve reel üretimin gücünü kavramıştı.
Her bir krizde hayli yüksek bedel ödeyerek... İSO 500 üzerinden izleyebildiğimiz kadarıyla son çeyrek yüzyılda zaman zaman ana işimizden saptığımız yılları, kriz zamanları izlemiş.
Geçen ay İSO 500'de dikkatimizi çeken faaliyet dışı gelirlerdeki artış idi. Şimdi ikinci 500 büyük şirket araştırması gösteriyor ki küçüklerin ağabeylerinden aşağı kalır hali yok. Faizleri tırmandıran dinamiklerin, reel ekonomiye verdiği zarar, işletme bazında listelenmiş gibi...
Eskiler "kârsızlık, arsızlıktır" der. Kâr yani asli faaliyet yoksa faizin, rantın oluşturduğu sahte dünya, iskambilden evler kurar ve bir fiskelik direnciyle ilk sarsıntıda devriliverir.
Faizin çift haneyi gördüğü ortamda ana faaliyet alanı dışındaki gelirleri daha da kritik hale gelebilir.
Şirketlerin temettü, faiz geliri, net kambiyo kârları, iştirak gelirleri gibi kalemlerden oluşan faaliyet dışı gelirlerindeki artışı ben "erken uyarı" olarak görüyor ve ekonomi yönetimini, reel sektörü asli işine odaklamada tedbir geliştirmeye çağırıyorum.
Her şimşeği, gök gürültüsü izler.
Herkes kendi işini yapmıyorsa, şimşek çakmıştır ve gök gürültüsü kaçınılmazdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA