İstanbul Olimpiyatları, 2024'e kaldı. Tokyo bizden daha mı hazırlıklıydı, tartışılır. Çok yaklaşmıştık, kaçırdık, dünyanın sonu değil. Aksine, 2024 adayları arasında açık ara ülke olmak, pekâlâ mümkün.
Türkiye, hedef koymayı ve o hedefe sadakati öğrendi. Son 10 yıllık performansımız bize bunu ispat ediyor. Ancak olimpiyat gibi son derece girift projeler için 10 yıl zaten yetersiz bir zamandı.
Türkiye, en geç 4 yıl sonra 2024 adaylığı için yarışacak. İstanbul'u o zamana dek "daha hazır" hale getirmenin bir yolunu bulmalıyız. Bunu yaparken, Olimpiyat Komitesi üyelerini de ikna etmeyi hedef alan "algı yönetimini" planlamalıyız.
Bana göre ekonomiden sosyal göstergelere dek 2023 hedeflerine yönelik adımlar, olimpiyat için "motivasyon sağlayan" adımlar olacaktır. 4 yıl sonra İstanbul, olimpiyatlara talip olacak ise, bugünden itibaren kendi stratejisi doğrultusunda çalışmaya başlamalıdır.
İstanbul'u küresel gündemde tırmandıracak ve algısını genişletecek olan, Türkiye'nin artan gücü, ekonomik performansı kadar, bizim bu kent için yapacağımız çalışmalardır. Misal olimpiyatı kaptırdığımız "Tokyo" internet aramalarında İstanbul'un 2 katı sonuç getiriyor. Hele ki fotoğrafları, görsel içeriği aratıyorsanız, Tokyo 5 kat daha bilinirliğe sahip.
Facebook, Twitter, MSN ve benzeri sosyal medya kullanımında ilk sıralarda olmakla övünen bizlerin, misal İstanbul fotoğraflarını internete yüklemede daha fazla gayretimiz olabilir.
Mesela geçen yıllarda başlattığımız ve bugün soluksuz kalan "kendini değil kentini çek" kampanyası benzeri projeler ile İstanbul'u bugünden başlayarak 4 yıl sonraki "2024 olimpiyat kenti" finaline hazırlayabiliriz.