İstinye İstanbul'un tepesinde yer alır... Tepe yüksektir, haliyle rüzgârlıdır. İstinye'de faaliyet gösteren İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB), 25'inci kuruluş yılını kutluyor. 1987'den bu yana bizim borsaya oluk oluk sıcak para akıyor.
Kuşatma altındaki İstinye, küresel krizde bile sıcak paracıların gözdesi.
İki rüzgâr birleşince, fiyatlar uçtu gitti. Sıcak paracılar ne yapsın?
Türkiye ile diğer marketler arasındaki gösterge farklarını fırsata çevirmek isteyenler, bir yıllığına İMKB yolculuğuna çıkıyor.
Risk yok mu, elbette var.
Yabancı, risk alıp, hesap yaparken, bizim yerliler bir türlü İMKB ile barışmıyor. İstinye'de yerli yatırımcı yok. Geçmişte yaşanan hukuk hataları, zihinlerden silinmiyor. Siyasetçilere ve bürokratlara hâlâ çok kızgın ve kırgınlar. Bir kere kristal vazo çatladı, güven kaybı oldu.
Yeniden güven tesis etmek kolay mı?
Deveye hendek atlatmaktan çok daha zor!.. İMKB yönetimi ne yapsın?
Halka arz şölenleri düzenliyor.
Düzenleyici otorite Sermaye Piyasası Kurumu (SPK) ile zirveler yapıyor.
Yerli yatırımcıya mesaj veriyor, "Türkiye'ye ve şirketlerine inanın!" diyor.
Ancak yetmiyor!..
İlki teknik altyapı. İMKB, teknik olarak şeffaf ve iyi işleyen bir sisteme sahip. İşlem gören şirketleri, raporlama teknikleri, arızasız çalışan birincil ve ikincil piyasası ile güzel sınav veriyor. Sermaye piyasası, teknik açıdan dünyanın pek çok ülkesinin önünde.
İkincisi makro politikalar. İMKB, uygulanan para politikaları ve kamu maliyesinden bağımsız bir sistemin dışında değil. Makro politikalarla yönünü çiziyor.