Türkiye'nin en iyi haber sitesi
OKUR TEMSİLCİSİ İBRAHİM ALTAY

Medyanın trolleşmesi

Geçtiğimiz hafta medyanın nasıl ve ne kadar nobranlaşabildiğini bir kez daha gördük. Elimizde sadece bir fotoğraf: Gazeteci Hakan Albayrak, Sancaktar dergisinin manifestosunu açıklıyor. Kadraja giren diğer isimleri kamuoyunun bir kısmı yakından tanıyor. Hemen arkasındaki uzun boylu adam: Ebubekir Kurban. Mavi Marmara yolcularından... Gerçek Hayat mecmuasına yıllarca emek vermiş bir gazeteci. Onun solunda Adem Özköse... Belgesel çekmek için gittiği Suriye'de aylarca rehin kalmış bir savaş muhabiri.
Hemen yanlarında Eyüp Gökhan Özekin. Alperen Ocakları eski başkanlarından. O da Mavi Marmara eylemcisi. Sancaktar'ın kurucularından. Yani bir gazeteci... Şimdilerde TRT'de yayımlanan Milat dizisinin yapımcısı...
Özekin'in bir vasfı daha var. 2015 seçimleri için AK Parti tarafından Uşak'tan aday gösterilmiş. Bu adaylık onu hedef haline getirmiş. Muarızları yukarıda sözünü ettiğimiz fotoğrafı paylaşıp altına 'El-Kaideci aday Meclis yolunda' yazmışlar.
AK Parti'ye siyaseten muhalif olanlar bu görseli ve altındaki yorumu hemen paylaşmışlar. Paylaşanlar arasında mebzul miktarda gazeteci de var. Sosyal medya köpürtmesi kesmemiş olacak ki web sitelerine haber yapmışlar. Somut bir delile sahip olmadıkları ve bunu bildikleri halde basıp geçmişler. Ne de olsa doğru, dengeli ve adil olmak önemli değil artık. Bir savaştayız ve bu savaşta her şey mubah.
Trollükle gazetecilik arasındaki farkı ortaya çıkaran bir olay bu... Gerçekten de sadece fotoğrafa bakarak bunun bir dergi tanıtımı olduğunu anlamanız zor... Arapça bilmiyorsanız bir ucundan Eyüp Gökhan'ın da tuttuğu afişi El-Kaide flaması sanmanız normal. Oysa uzman ve araştırmacı bir gazeteci olsanız şunları bileceksiniz: Fotoğraftaki afişin üzerinde 'kelime- i tevhid' yazılı. Ve Hakan Albayrak El-Kaide dahil bütün terör örgütlerini tel'in eden bir bildiri okuyor.

Siyasi körleşme
Konvansiyonel ya da ana akım medyanın görevi sosyal medyanın ürettiği şehveti yaymak değil.
Ama bunu sık sık yapıyor. Öyle ki bu dezenformasyon CNN Türk'te yayınlanan Parametre programına bile sıçrıyor. Program sunucusunun sorduğu bir soru üzerine yılların muhabiri Deniz Zeyrek, Özekin için "El Kaide ile ilişkili gruplarla bağlantısını da biliyoruz" diyebiliyor. Sonsuz döngü böyle kuruluyor.
Zeyrek, kendisini kutluyorum, gelen tepkiler üzerine hatasını anlayıp özür dilediği halde bazı "gazeteciler" bu yalanı sahiplenmeye ve yaymaya devam ediyor. Aralarında Ayşenur Arslan'a ait olduğu iddia edilen bir hesap da var.
Gerçek ortaya çıktığı halde malum siteler haberlerinde hiçbir düzeltme yapmıyorlar. Zeyrek'in özrünü bile görmezden geliyorlar.
Olay aydınlandığı halde İlhan Tanır gibi sosyal medya kullanıcıları İngilizce paylaşımlarında "El-Kaide'nin parlamentoda bir temsilcisi mi olacak" şeklindeki pişkin göndermelerini sürdürüyorlar.
Her fırsatta 'gazetecilerin linç edilmesinden şikayet eden' bu site ve isimlerin meslektaşlarına karşı sergilediği nobran ve iki yüzlü tavır ibretlik...
Bu olay da gösteriyor ki bir haber kaynağı olarak sosyal medya, diğer haber kaynaklarından daha muteber değil. Sorumlu yayıncılık sosyal medya konusunda bazı etik kodların belirlenmesini zorunlu kılıyor. Özellikle seçimlere yaklaştığımız şu günlerde kışkırtıcı ve yalan haberler konusunda dikkatli olmak gerekiyor.
Meslektaşlarıma tavsiyem kimliği belirsiz, yazdıklarının sorumluluğunu alma cesareti gösteremeyen avatar hesaplara itibar etmemeleri. Bilginin kaynağına inmeleri ve bütün iddiaları şahsen teyit etmeleri. Siyasi eğilimlerinin kendilerini körleştirmesine izin vermemeleri... Propaganda değerinin değil gerçeğin peşinde olmaları.
Yoksa kaybederiz hepimiz, en çok da mesleğimiz.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA