Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

AB, KCK'ya nasıl bakıyor?

Türkiye'nin gündemi hızlı değişiyor. Bu nedenle şu sıralarda kendi çevresi ve iç sorunlarına yönelen bir Türkiye görüntüsü var. AB ülkeleri de pek farklı değil. Fasıl açma, demokratikleşme hamleleri sanki ertelenmiş gibi... Acaba Türkiye yüzyıllık hayalini öteliyor mu?
Doğrusu AB Türkiye ilişkilerinde bir "durgunluk" dönemi yaşandığı kesin. Ama ne Türkiye ne de AB ülkeleri bu birliktelikten vazgeçmiş değil.
İki tarafta da ilişkileri canlı tutacak adımlar atılıyor. Türkiye, bu yaz AB'yi şoke eden Azınlık mallarının iadesi kararını verirken, onlar da son ilerleme raporunda "Pozitif Gündem"le bazı sorunların aşılmasına vesile olacak adımlar attı. Bayramın üçüncü günündeyiz ve biz AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış'la birlikte Brüksel'deyiz... Brüksel'den sonra da Estonya ve Letonya görüşmeleri var. Kısaca AB Bakanı Bağış, bayramda bile boş durmuyor.
"Bayram'ın ilk iki günü milletimizle ve teşkilatlarımızla birlikte geçirdikten sonra son iki günü de hem Avrupa Birliği ile aramızdaki pozitif gündemi konuşmak, hem de Avrupa'daki kardeşlerimizle bayramlaşmak üzere Brüksel, Riga ve Talin ziyaretini planladık."
Hızlı ve yoğun bir yolculuk olacağı kesin... İki şeyi merak ediyorum Türkiye'de çok tartışılan KCK operasyonlarına AB ülkeleri nasıl bakıyor ve Türkiye "demokratik açılım" sürecini sürdürecek mi?
Demokratik açılımla ilgili sorumu AB'yle bütünleştirerek cevap veriyor AB Bakanı Egemen Bağış:
"
Avrupa Birliği süreci Türkiye için ve Avrupa Birliği için tarihi bir Birlik ve Kardeşlik Projesidir. Milli Birlik ve Kardeşlik Projemizin de en önemli sacayaklarından biri Avrupa Birliği sürecidir."
Bu yaklaşım AB çevrelerinde etkili ki, Türkiye'de KCK operasyonları üzerine fırtına koparken AB çevreleri sessiz izleme yapıyor. 90'lı yılları hatırlıyorum, dönemin siyasi partisi DEP'e yönelik operasyonlar olduğunda AB ayağa kalkmıştı... Şimdi o döneme çok benzemese bile KCK operasyonlarında tutuklanan çok sayıda BDP'li belediye başkanı ve meclis üyesi var.
Peki AB'nin sessizliğinin nedeni ne?
Bu durumu aslında BDP çevresinin de dikkatle ezlemesi gerekiyor.
AB Bakanı Bağış, uçakta kısa süreli de olsa yaptığımız sohbette şu cevabı veriyor:
"Bugün PKK AB ülkelerinin terörist örgüt listesinde. BDP'yi de PKK'ya terör örgütü diyemiyor diye eleştiriyorlar. Bu konuda aramızda AB ile bir sorun yok..."
Aynı soruyu bu kez akşam yemeğinde bir araya geldiğimiz AB Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Kuneralp'e soruyorum.
"AB ülkeleri Türkiye'nin demokratikleştiğini ve değiştiğini görüyor. Bu yüzden 90'larla kıyaslamıyorlar. O gün ayağa kalkmışlardı ama bugün serinkanlı biçimde yargı sürecini izliyorlar. Tutukluluk sürelerinin uzunluğu eleştiriliyor tabii ki o eleştiriyi içeriden yapanlar da çok..."
Türkiye'nin demokratik değişimiyle AB nezdindeki etkinliğinin artışı atbaşı gidiyor. Bunu diplomatların özgüveninde görmek mümkün.

AB nasıl çöker?

Türkiye'nin AB üyeliğinin önündeki en büyük engel olarak "din"i görenlerin sayısı hiç de az değil. Bunu sadece AB ülkeleri değil, Türkiye'de ileri sürenler de var:
"Hıristiyan batı kulübü Müslüman Türkiye'yi üye almaz..."Kurban Bayramının üçüncü gününü AB ülkelerindeki görüşmelere ayıran Bakan Bağış, "Eğer dini üyelik koşulu haline getirirlerse AB çöker" diyor ve ekliyor:
"Din asla AB'ye üyelik koşulu değildir, olamaz. Öyle olsaydı, Sümela olmazdı... Öyle olsaydı Akdamar olamazdı... Öyle olsaydı Türkiye gibi yüzyıllar boyu farklılıklarını bir zenginlik olarak yaşatan bir örnek olmazdı. Dini farklılıkları Türkiye'nin AB üyeliğine engel olarak görenler Brüksel'deki bayramlaşma törenimizin fotoğrafına baktıklarında yanıldıklarını anlayacaklardır."
Kurban Bayramı'nda AB' yi de ihmal etmeyen Bağış şöyle diyor: "AB ülkeleri Noel'de bir bakanlarını çalıştırabilirler mi?"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA